Her şey Türkiye'de o kadar iç içe geçiyor ve o derecede karmaşık bir hal alıyor ki, bir konuyu soğukkanlılıkla irdelemek adeta imkânsızlaşıyor. Birikmiş öfkeler, ihmal ve inkâr edilmiş pozisyonlar, yeteri kadar bilgiye ve senteze dayanmayan yorumlar bu durumun sebebi.
Türkiye ürküntü verici bir gerilimin, kutuplaşmanın, ayrışma noktasına varmış, kimsenin kimseye kulak vermediği insanların ülkesi.
Metro Turizm'de meydana gelen olay bu bakımdan bana göre bir turnusol kâğıdı.
***
Bir yanda
aklın almayacağı bir olay var. Onu hazırlayan
bir
ilkellik birikimi var. Aynı şekilde
aklın almayacağı,
yanlış ve çarpık bir erkeklik düşüncesinin gelip dayandığı
tükenme noktası var. Dünya tarihine
geçecek ölçüde çarpık ve saçma bir
sapkınlıkla karşı karşıyayız. Bilmiyorum,
Fellini'nin,
Sade'ın veya
Bataille'ın
muhayyilesi bu kadarına yeter miydi?
Hafifsemek, görmezden gelmek ne demek
çok ağır, çok sancılı bir olayın karşısındayız ve bu tek başına, tekil, yakın bir olay değil. Bütün o
çocuk tacizleri, kadına karşı şiddet, homofobik davranışlar bununla birlikte düşünülmeli.
Çok yazdım ve söyledim: Türkiye'nin ne derecede
şiddete batmış, bulaşmış bir ülke olduğunu bilmeden,
cesaretle bu gerçeğin üstüne gitmeden bir yere varamayız. Şiddet,
cinsel konulardan trafiğe kadar her alanda bizi
felç etmiş durumda. Bütün
sosyal psikologlarımızla ve kim bu hadiselere katkıda bulunacaksa onlarla birlikte
aile hayatımız, kişisel davranışlarımız, insan yetiştirme düzenimizi baştan sona deşerek, bu
'erkeklik/ erillik' meselesini ameliyat ederek bu işlerin üstüne gitmeliyiz.
Bu ertelenemez, geciktirilemez bir konudur. Gece gündüz birlikte yatıp kalktığımız
demokrasi ve diğer
siyaset meseleleri kadar önemlidir. Hatta eğer o sahalarda gelişme sağlanmak isteniyorsa önce bu mevzulara eğilelim.
***
Uzun yılların getirdiği inkâr ve ihmal birikiminin şimdi
sosyal medyaların kullanılmasıyla büyük bir '
infilak' şeklinde ortaya dökülmesinde anlamayacak bir yan yok. Tedricen sorun halletmeyi bilmeyen, daha doğrusu
sorun tanımlamayı bilmeyen bir
ülke ve toplum olarak insanlar her şeyi kendileri bulup ortaya çıkarmak zorunda kalıyor. Şimdi sosyal medyaların kendilerine sağladığı imkânları değerlendirerek karşılaştıkları olumsuzlukları birer yanardağ gibi püskürtmeye başlıyorlar.
Böylesi bir gelişme, hatta '
yöntem' içinde ipin ucunu kaçırmak galiba biraz da kaçınılmaz. Nitekim
Metro Turizm Başkanının yaptığı açıklama bunu açıkça gösteriyor. 'Benim ne suçum var' diyor, haklı olarak. Başka bir konuda başka bir kişi de aynı şeyleri söyleyebilirdi.
Sınır ve ölçü tanımaz bir
linç girişimi karşısında söylenecek bir şey yok.
Akılcılığı ve insafı her konuda bir çırpıda
yitirebilme yeteneğimiz, şu sıralar, sosyal medyaların verdiği imkânlarla aklın almayacağı noktalara varabiliyor. Üstelik böyle bir tutum içinde
yanlışların üstüne gitme imkânı da ortadan
kalkıyor. Çünkü doğruyla yanlış iç içe
geçiyor. Bir yanlış başka bir yanlışı affettirmiyor. Ama her yanlış bir doğruyu ortadan kaldırıyor.
İ'lerin noktasını koymak şart!