Böylece dünya savaşına adım adım yaklaşıyoruz desem o bile yanlış. Belki de dünya savaşı çıktı, biz yeterince fark etmiyoruz. Önemli olan Türkiye'nin o savaşın neresinde olacağı? Bunca karmaşıklaşmış bir OD denklemi içinde ve pozisyonlar savaşı yapılırken, Türkiye veya bir başka ülke, hiç istemediği bir kombinezonun içinde yer alabilir. Yani durum vahim!
Neden bu hale gelindi sorusuna önce kısa ve dar bir cevap vereyim, sonra da daha geniş ve büyük bir neden göstereyim.
***
Küçük neden,
ABD'nin şaşkınlığıdır.
Irak'a müdahale ettiği ve
OD dengelerini sarstığı günden başlayarak ABD, kendi için dahi, ufuk açıcı, hiza istikamet tayin eden bir
politika üretemedi.
Bush ve neo-con döneminin karanlığı sona ererken ortaya çıkan
Obama ne yazık ki, '
ABD istisnacılığına son vermek' dışında siyaset oluşturamadı.
Sanılandan daha da önemli bir durumdur bu. Düşünün bir yandan OD '
boşaltılmış', altüst olmuş, öte yandan, kendisinden çok şey beklenen ABD bir şey yapamıyor. Bu 'sürecin'
Libya'nın, Yemen'in çöktüğü,
Arap Baharı'nın rejimleri devirdiği günlere kadar geri götürünüz. Doğan boşluğu sadece
örgütlü bir kuvvet doldurabilirdi. O da ideolojik bir pozisyon alan
İslamcılık oldu.
***
Şimdi geleyim büyük nedene. Bahsettiğim boşluğun ortaya çıkması,
Soğuk Savaş Sonrası dönemde
adı konmamış bir dünya düzeni içinde cereyan ediyor.
Tek kutuplu dünya dediğimiz hal de ortadan kalktı. Daha doğrusu dünyanın
tek bir kutupla idare edilemeyeceği ortaya çıktı.
O kadar böyle ki, düşünün,
BM, NATO gibi kurumlar yaşadığımız bütün olaylar karşısında
çaresiz kaldı. Karar üretmediği gibi aldığı kararlarla meseleleri daha da
içinden çıkılmaz hale getirdi. Hepsinden önemlisi, AB, yeni
düzensizlik karşısında çöktü.
Bütün bu olumsuzluğa, kendine göre politikalarıyla direnen bir tek ülke ve yönetim var:
Rusya. Belki dünyanın en
yanlış politikalarını uyguluyor. Ama Rusya, bugün
AB'yi parçalamak için çalışıyor.
NATO'yu olduğu yere çivilemeyi,
Ukrayna'yı ilhakıyla başardı.
OD'ya yerleşti.
İran'la ittifakını kurdu.
Akdeniz'e şimdilik kesinkes uzanmış görünüyor.
***
O zaman savaş... Savaş, çünkü bu şartlar altında
diplomasi yapacak
düzen kalmadı. Diplomasi
konuşmadır, bir masanın etrafında
buluşmadır, belli bir düzenin
müzakeresidir diplomasi. Bugün masa yok ortada. Konuşmayı mümkün kılacak bir
düzen söz konusu değil. Teorik olarak da savaş,
diplomasinin bittiği yerde başlar. Ama diplomasi
sıfır noktasındaki bir ilişki değildir.
Verili düzenin sınır işaretleriyle hazırlanır.
Demektir ki, savaş büyüyecek. Taraflar birbirine
tahammül edemeyecek bir
sınıra gelene kadar bu
gerginlik artacak.
Aslında bu durum belki de, yeniden
iki kutuplu dünyaya doğru
geri gidiştir. Nasıl olmasın, Rusya
1973'te geri çekildiği
OD'ya alayişle, topla tüfekle, babasının eviymiş gibi geri döndü.
Gerçekten de buradan
yeni bir dünya düzeni çıkabilir. Yeniden bir
hegemonik paylaşım dünyası olabilir bu dünya. Ama daha zaman var.
Diplomasi
savaşı engelleyemedi. Şimdi
savaş diplomasi üretecek mi, onu göreceğiz...