Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

'Pat' durumu...

Yapacak daha fazla hamle kalmayınca ve taraflardan biri diğerine şah diyemeyince satrançta, 'pat' durumu ortaya çıkar. Biraz beraberlik anlamı da taşır. Öyledir; Fransızca pat sözcüğü Latincede barış anlamına gelen köklerden türüyor. Beraberlik: yenişememe: barış.
Beni ondan çok milyarlarca alternatifin olduğu satranç tahtasında hamlelerin tükenmesi, iki tarafın da kıpırdayamaması ilgilendiriyor.
O daha ilginç görünüyor bana.

***

Türkiye'deki siyasette üç parti bakımından da tam bir pat durumu oluşmuş halde. Gözden geçirelim. En sonunda da nedenini açıklayayım.
HDP daha fazla kımıldayamıyor. İki nedeni var. Birincisi, 7 Haziran öncesi oluşturulan ortam. Türkiye partisi olma iddialarıyla ortaya çıkan, ağırlıklı olarak GD Anadolu'da oy alsa bile bunu büyük ölçüde başaran HDP, şimdi, PKK ile arasına koyduğu veya koyamadığı mesafeden ötürü pat durumunda. Silahın yeniden devreye girdiği bir ortamda genel, ilkesel hatta doğru sözler daha fazla toplumsal etki sağlayamıyor.
İkinci nedeni bu durumun, HDP'nin siyaset üretme imkânının sonuna gelmesi, daha fazla etkili bir siyaset üretememesi. Çünkü dış politika dinamiklerini göremedi. Türkiye'nin böyle etkili bir uluslararası koalisyon oluşturacağını sezemedi ve ters ayak üstünde kaldı. Şimdi, böyle bir ortamda onun çok daha ileri bir siyaset üretmesi ve daralan çemberi kırması gerekir.
CHP de aynı kımıldayamama, hareketsizlik koşullarını yaşıyor. Çok net. Nedeni basit. Seçimlerin yenileneceğinden çekiniyor. Zaten yitirdiği bir seçimden sonra gireceği ikinci bir seçimde koalisyonla bile olsa iktidarı elde edemeyeceğini biliyor. Yaşanan olayları çözümleyemiyor, üstüne gidemiyor. Gayet sessiz, ılımlı, sakin durarak, Akparti ile koalisyon görüşmelerini zorlamayacak bir pozisyonda kalıyor. Üstelik HDP ile yakınlaşmaktan ürküyor, kaçınıyor. Sadece ve sadece koalisyon kurma hayaliyle yaşıyor.
MHP için söylenecek fazla bir şey yok. Aslında oyunu en iyi oynayan o oldu. Bu oluşumları görerek kendisini geri çekti. Hareketsizliği bir siyaset olarak benimsedi. Ama böylesine dinamik ve gergin bir ortamda sadece karşı tarafın pozisyonu gözetilerek yapılacak siyaset daha fazla sonuç üretmez.
***

Bütün bunlar 'durum'. Şimdi 'sebebi' açıklayayım.
Aslında 7 Haziran'dan hemen sonraki yorumlarda bu nedeni açıklamıştım: Akparti'nin hâlâ hem parti, hem iktidar olarak oyun kurucu durumunda bulunması. Doğrudur, 7 Haziran sonrasında Akparti'nin % 41 oyu, mesela HDP'nin % 13 oyundan daha az etkili görünüyordu. Bu işin sezgisel ve sübjektif yanıydı. Halbuki realite daha ötede teşekkül etmişti ve Akparti'yi hâlâ etkin konumda tutuyordu.
Akparti o etkinliği siyasal olarak kullanmaktan ziyade iktidar olarak, hatta ondan da önce devlet olarak kullandı. Olayları devlet mantığıyla yorumluyor, o muhakeme içinde onlarla hemhal oluyor ama tam da bu onun, doğru veya yanlış, oyun kurucu olma yeteneğini artırıyor.
Bu durumda pat durumunu da o çözecek. Nasıl mı? Tekrar edilecek bir seçimle. Bunu ben söylemiyorum. Şimdi Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı'na getirilen Prof. Burhan Kuzu, televizyonda yaptığı açıklamada yeniden seçimi hukuki bir terimle, 'karar düzeltme istemi' olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Bir daha seçime gider, bakarız, gene koalisyon durumu çıkarsa öyle devam ederiz dedi.
Dedim ya, beni hamlelerin tükenmesi daha fazla ilgilendiriyor diye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA