Önce dağ gibi bir özür dileyeyim. Geçen hafta İngiltere seçimlerinde İşçi Partisi ile Muhafazakar Parti'nin başa baş gittiğini yazdım. İP mahvolurken Muhafazakarlar sildi süpürdü. İngiliz basınının yalancısı oldum. Şimdi gazetelerde yazılar çıkıyor, seçim tahminleri neden yanıldı diye. Bizde aklı erenler okumalı. 1996 İşçi Partisi/Blair zaferi gibi bu 'heyelan' da öngörülemedi. Olan oldu, şimdi İngiltere MP'nin ve İskoç Bağımsızlık Partisi'nin elinde.
***
İP'nin aldığı sonucun seçim öncesinde yayınlanan bazı yazılarda bazı ipuçları vardı.
İP '
daha iyi bir gelecek' sloganıyla girdi seçimlere. Bu sloganın içi boş deniyordu. Nedeni,
MP'nin ekonomiyi büyütmesiydi. Ekonomi büyürken, '
daha iyi bir gelecek' manasız bir çağrıya dönüşmüştü. Koalisyonun güçlü ortağı (MP) yapılanların sahibi gibi dururken halk bu defa iktidarı tek başına ona verdi. Anlaşılan hem
toplumlar koalisyon hükümeti istemiyor hem de
refah ve büyüme ise siyasette kesin olarak ödüllendiriliyor.
Bu defa seçimden sonraki yazılara bakıyorum,
İP'nin kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. İP, bütün sol tarihte olduğu gibi,
iyi sorular soruyor,
sorunlara iyi işaret ediyor ama
çözümlerini söylemiyor. Bu bir. İkincisi,
teknokratik bir dil kullanmak, İP'nin yaptığı gibi, fazla anlam taşımıyor. İnsanlar
'yaşadıklarına' bakıyor. Ekonomik büyümenin karşısına çıkacak tek iddia
ahlaki (moral) pozisyonlar, bir yazıda söylendiği gibi. Onu
anlaşılır, radyo dinleyen adamın kulağında kalacak şekilde
anlatamayan iktidar o şansı da kaybediyor.
Üstelik, İP bu yenilgiyi İngiltere'de
sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin çok ağır sorunlarının bulunduğu,
gelirin çok
gayriadil dağıtıldığı dönemde yaşadı. O şartlara '
bölünme' tartışmalarını,
İskoçya sorununu ekleyin, bakın bakalım yenilgi ne kadar ağır. Kurtuluş için düşünülüyor...
***
Şimdi gelelim bundan sonrasına.
Oxford Üniversitesi'nden Timothy Garton Ash, sıcağı sıcağına
Guardian'da bir yazı yazdı. Hayli iddialı ve şaşırtıcı.
Kül (İngilizcede '
ash' kül demektir) gibi uçup gideceğini bilemediğim bu çarpıcı görüşünü yazısının başlığında özetledi:
Federal Britanya Krallığı'. Buna mukabil, Başbakanlığını sürdürecek
David Cameron İngiltere'yi, Britanya'yı, '
tek ulus' olarak yönetmek'ten söz ediyor.
Buyurun... Ben
etimoloji ve
onomastik'e (isim bilim) meraklıyımdır. Araştırdım, '
cameron'
İskoç-Gal lisanından bir sözcük ve 'cam' ve 'sron' sözcüklerinin birleşmesinden türemiş,
'eğri/kemerli(?) burun' demek. Şimdi kökenleri
Yüksek (highland) İskoçya'dan gelen bir Başbakan böyle konuşuyorsa durum zor demektir.
İngiltere bu tartışmayı aşar. Bölünme ufukta görülen bir sorun değil, Ash biraz aceleci davranmış ama
Galler'le birlikte düşününce, '
kimlik' meselesinin bariz bir ciddiyet arz ettiği anlaşılıyor. Evet, sorun
bölünmek değil,
özerklik, ortak olanın farklılıkla birlikte yaşaması, yaşanması.
Onlardan iyi mi bileceğim, seçim sonuçlarında hep birlikte yanıldık, tamam ama, gene de İngiltere seçimleri bize
bazı işaretler çakıyor derim..