Madem ki, değerli Fehmi Koru üstadımız CHP'nin değişimini işlerken bendenizin ismini zikretti, bu konuda bir şeyler yazmak farz oldu demektir. Ben de CHP Seçim Bildirgesi'nin ortalığı kasıp kavurduğu şu sırada bu konuya eğilmek istiyordum.
Doğruya doğru, CHP Bildirgesi toplumsal bir tartışma odağı haline geldi. Öncelikle tartışmaların çok önemli olduğunu belirteyim. Türkiye'de uzun bir aralıktan sonra siyaset nihayet objektif bir zeminde tartışılıyor. CHP'nin öne sürdüğü görüşlerin doğru veya yanlış olması elbette önemlidir. Ama yanlışlanabilir olsalar bile kendi başına değerlidir, siyaset açısından. Neticede hem siyaset somut bir çerçeveye yerleşti hem de CHP kendisini konuşulan bir partiye dönüştürdü. Doğrudan doğruya bu durumun kendisi siyaset planında CHP için de Ak Parti için de önemlidir.
***
Şimdi gelelim Koru üstadımızın saptamasına ve
Bildirgenin CHP'de bir
dönüşümü içerip içermediği sorusuna. CHP'nin değişimi hakkında şunları düşünüyorum...
CHP'nin bugüne kadar
üç önemli handikapı vardı. Bunlardan ilki
kurucu ideolojinin donuklaşmış yorumuna, CHP'nin, yeniden açıldıktan sonra, saplanıp kalmasıdır. İkincisi, gene siyasal hayata geri döndükten sonra
askerle içli dışlı olması,
28 Şubat'a ve ardından gelen bütün
militer hareketlere destek vermesidir. Üçüncüsü
sosyal demokrasiyle bütün bağlarını kesmesidir.
Şimdi CHP dönüştü mü? Bu soruyu
olumlu yanıtlayacak bazı karineler var. Fakat bunların hemen hemen tamamı
siyasal pratik içinde biçimlenen konular. Mesela, dediğim gibi, CHP'nin yıllar sonra kendisini gösterecek, duyuracak bir
kampanyayla ortaya çıkması. Seçim Bildirgesi'nde
ekonomiye geniş yer ayırması ve bu konuda bazı iddialar öne sürmesidir. Bunlar çok önemli adımlardır.
***
Ama bunlar CHP'nin hemen
değiştiği anlamına gelen şeyler değil. Nasıl olsun? Önseçimle birlikte CHP'nin 'resmen'
Alevi partisine dönüştüğünü,
Kılıçdaroğlu'nun da kontenjanları
sağdan gelen isimlere verdiğini daha önce yazmıştım. Değişimin böyle olamayacağı açık. Kaldı ki, tesadüfi bir oluşumdan bahsetmiyorum.Birkaç yıldır
MHP ile,
Müslüman sağla sürdürülen ilişkiler ortada. Bütün bunlar sistemli bir '
normalleşme' çıkışı olsaydı amenna derdik; daha ziyade
popülist, oportünist gelişmeler. Şimdi,
Balyoz ve
Ergenekon'un geldiği yeri bir tarafa bırakın. O günlerde CHP'nin hangi dürtülerle o işin üstüne eğildiği ortada. CHP geleneksel
ordu-militarizm ve oraya boğulmuş bir
Kemalizmle hareket etti. Öncelikle bu
reflekslerini törpülemesi gerekiyor CHP'nin dönüşmek için.
Gelelim benim için önemli olan
sosyal demokrat arayışlara. Bu Bildirgede taradım,
üç defa geçiyor sosyal demokrat/ demokrasi kavramı. CHP
Programında da bir tek yerde. Eğer bunlar bir partiyi
sosyal demokrat yapmaya yetiyorsa, sözüm yok ama bana göre birçok şey eksik. Sosyal demokrasi bir tek tanıma indirgenemez elbette. Farklı tanımları tarihsel olarak biçimlendi o
ideolojinin. Ama son tahlilde bir
ideolojiden bahsediyoruz. Bu da öyle programda bir defa zikretmekle olacak iş değil.
CHP kendisini istiyorsa
sosyal demokrat değil,
liberal sol olarak tanımlamasın. Ama yeter ki, bugün söylediği ve başladığı şeye inansın ve o doğrultuda yürüsün. Değişim ancak o zaman olur.