Tek Parti dönemine yönelik tartışmalar devam ediyor. Tek başına CHP değil burada sorun. Türkiye aslında geçmişine farklı bir anlayış ve gözle bakıyor. Tek Parti dönemi tartışmaları ancak onun bir uzantısı olarak ele alınınca anlam kazanıyor. Dersim ve darbeler şimdilik bunun ilk evresi. Üstünde konuştuğumuz Ermeni ve 1915 meselesi de ikinci bir bahis olarak önümüze açılacak yakında.
***
Türkiye'de
Kemalizmle ilgili iki büyük yatak söz konusudur. Biri bunların
restorasyon-rehabilitasyon çalışmasıdır. Kesinlikle
asker ve
askerci/ darbeci sol tarafından gerçekleştirilir. Restorasyonların serencamı belli de
revizyon nedir diye sorarsanız şunu söylerim:
revizyon belli bir ideolojinin dönüşmesiyle ilgilidir. Tarih değişir, şartlar farklılaşır, daha önce çok değişik bir optikten görülen ve algılanan gerçek bambaşka bir noktaya kayar. Bunun en dramatik örneği
Fransız Devrimi ve değerlendirmeleridir.
***
Kemalizm bağlamında şimdi yaşadıklarımız
1960'larda 70'lerde Fransa'da
Fransız Devrimi bağlamında yaşanmıştır. O güne kadar bilhassa
Georges Lefebvre'in
Eski Düzeni değerlendirişiyle bütünleşen ve o çerçeve içinde
sosyal ve tarihsel olayların itkisiyle adeta kaçınılmaz biçimde ortaya çıktığı söylenen Fransız Devrimi'ni bu şekilde yorumlayan modeller ilk defa
François Furet'nin kitap ve yazılarıyla (ilki 1965 ikincisi 1978) eleştirildi.
Soboul'ün de geniş ölçüde şekil verdiği, felsefe olarak
Marksizme, yöntem olarak
Annales Okulu'na bağlı egemen yorumlara, kendisi de eski bir Marksist olan
Furet kökten itiraz etti. Fransız Devrimi'nin bir
sosyal olgu olmaktan ziyade bir
politik- kültürel açılım olduğunu öne sürdü. Furet toplumsal belirleyiciler olgusunu o derecede etkili görmüyordu. Ona göre devrim bir
siyasal model kurma meselesiydi, bir
siyasal kültür inşa etme hamlesiydi ve özünde totaliter görüşler yer alıyordu.
Furet, eleştirilerini Rus Devrimi'ni ve ardından gelen Stalinist dönemi söz konusu ederek sürdürüyor, FD'yi önemseyenleri açıkça Stalinist anlayışı bir başka düzlemde devam ettirenler diye yorumluyordu. Vardığı sonuç ise belliydi: Fransız Devrimi bitti!
***
Bize sadece çok eski bir tarih sayabileceğimiz 1980'lerin başında
Fransız Devrimini Yorumlamak başlıklı kitabı çevrilen Furet'nin ve ona bağlı revizyonist tarihçilerin bu görüşlerinin tümüyle benimsendiğini öne sürmek zor. Gene de eski bir modelin şartlar değişince yeniden ne şekilde ele alınabileceğini göstermesi bakımından Furet çok önemli bir isim.
***
Böylesi bir çerçeve ne kertede Kemalizme uyar bilemem. Ama Kemalizmin yıllarca süren
rehabilitasyonuna mukabil şimdi
revizyonist döneminin açıldığı ve başladığı gerçek. Benzeri bir hamlenin
Berlin Duvarı sonrasında
Sovyetler Birliği'nde ve eski
Doğu Bloku ülkelerinde yaşandığını söylemek zorunlu. Nitekim ben de 1990'ların başında yazdığım ve Kemalizmin birkaç düzeyde ele alınması gerektiğini öne sürdüğümde, öz bir Kemalizmle daha sonra inşa edilmiş Kemalizmlerin birbirinden kesinlikle ayrıştırılması şarttır dediğimde
Soğuk Savaş ve
Berlin Duvarı sonrası gelişmelere atıfta bulunuyordum. Yeni dönem yeni yorum ve toplumsal model diyordum. O zaman çok söz işittim. Ama aradan bir 20 yıl daha geçti ve şimdi sistem o adımları atıyor. Türkiye Soğuk Savaş'ı ve totaliter tarih yorumunu bitiriyor. Devrim, değişimdir.