Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

İsyanın mekânı sokaklar

Öyle değilmiş!
21. yüzyıl 20. yüzyıldan siyasal bakımdan çok farklı gelişiyor, bir önceki çağda siyasal devrimler ve hareketlilik dünyaya damgasını vurdu, bu dönem o tür hareketlerden tümüyle yoksun derken önce Arap Baharı'na tanık olduk, ardından Yunanistan'da halk ayaklanmaları meydana geldi, şimdi de İngiltere patladı. Kolektif bir çalışmanın ürünü olan 2000'lerin başında yayınlanan bir kitabın çok güzel adıyla söylersem Dünyanın Bütün Sokakları İsyanda (Everest Yayınları).
Dibi kurcalanırsa, bu hal, 1980 sonrasının ürünü.
Neo-liberal ekonominin hegemonik bir boyut kazanmaya başladığı o dönem daha sonra siyaset sosyolojisi tarafından Yeni Toplumsal Hareketler diye adlandırılacak toplumsal olayları da sahneliyordu.
Nasıl Arap Baharı siyasal rejimlerin alt üst olmasına yol açtıysa, içlerinde şimdi hakkında nefis bir roman okuduğum Romanya'nın da olduğu (The Last Hundred Days romanın adı. Yazarı, Patrick McGuiness.
Ama aynı tarihin bana kalırsa en müthiş kitabı Julian Barnes'ın Kirpi 'The Porcupine'isimli romanıdır) Doğu Bloku'nun tepetaklak olması da gene sokaklarda patlayan hareketlerin sonucuydu. Üstelik o dönemde twitter, e-posta, cep telefonları da yoktu.

***

20. yılını geçen sene andığımız Berlin Duvarı'nın sonunu getiren hareketlerin nedeni biraz daha farklı, karmaşık ve kapsamlıydı.
Oysa dünyanın bunca yerinde meydana gelen şu kadar olayın altında bir tek neden yer alıyor: kapitalizm, neo-liberalizm ve onların getirdiği kısıtlamalar. Söz konusu hareketten bugün, insanları henüz sokağa dökülmese bile, Amerika da nasibini alıyor. Niall Ferguson'un Dev: Amerikan İmparatorluğunun Yükseliş ve Düşüşü isimli kitabı Amerikan İmparatorluğunun bu minval üzere gelişen ve çok karamsar geleceğini adım adım anlatıyor.
Bütün bunlar sevindirici. Beni yakından ilgilendiren üç nedenden ötürü.
***

Birincisi, bu hareketler, haydi Yeni Yeni Toplumsal Hareketler diye adlandıralım, her şeyden önce Jodi Dean'ın Demokrasi ve Diğer Neo-Liberal Fanteziler:
İletişimsel Kapitalizm ve Sol Siyaset
isimli kitabında uzun uzun ele aldığı siyaset sonrası dönemin (post-politics) bittiğini gösteriyor. İnsanlar haklarını aramak, geleceklerini kurmak, umutlarını diri tutmak için sokaklara dökülüyor, eylem yapıyor, sistemle hesaplaşıyor.
Bu hesaplaşma sadece ekonomik kökenli, içerikli bir çıkış değil. Siyasal ve toplumsal arayışları da içeriyor. Nasıl içermez?
İngiltere'de olayların meydana geldiği bölgeler siyahların, göçmenlerin, en geniş manada "ötekiler"in yaşadığı bölgelerse, o şiddetin altında, bu kitlelere karşı uygulanmış, bugüne kadar bütün o liberal söylemin iddiaları tersine, şiddeti aramak gerek.
***

İkincisi, bu eylem dalgaları ve onların gerek ekonomik gerekse toplumsal boyutları yeni bir sol arayışa ne derecede ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Söz konusu olan "yeni bir sol"dur. Çünkü Dean, şu yukarıda andığım kitabının başında, Amerika'da 2000'li yıllarda yaşanan siyasal çöküntünün sadece Cumhuriyetçileri değil, solcuların meydana getirdiği Demokratları da derinden ilgilendirdiğini, Cumhuriyetçilerin başarısızlığının solun başarısızlığı olarak görülmesi gerektiğini belirtir. Şimdi bu kısır döngüyü kırmak için büyük, verimli, üretken bir imkân var mı yok mu hep birlikte göreceğiz.
***

Üçüncüsü, bu hareketler, Wendy Brown'un demokratikleşmenin durdurulması (de-democratization) dediği gelişmenin bir isyanla son bulmasına tekabül ediyor. Bugüne kadar yaşanan oydu, demokratikleşmenin durdurulmasıydı. Oysa tam tersi iddia ediliyordu: Batı demokrasilerinin eksiksiz, mükemmel hale gelmesini engelleyen son çapaklar sınırsız piyasa ekonomisini savunan neo-liberal mekanizmalarla bütünleşen küreselleşmeden bekleniyordu. Olmadığının kanıtı sokakları saran isyandır.
***

"Güzellik sokaklardadır", çünkü isyanın mekânı sokaklardır.
Not: Değerli okurlar, 2007'den bu yana ara vermeden bu köşede yazıyorum. İzninizle ve eğer Türkiye'deki ve dünyadaki olaylar rahat bırakırsa 29 Ağustos'a kadar ara vereceğim.
Herkese iyilikler dileyerek...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA