Bir düşündüm Beyoğlu'nun simgelerinden Emek Sineması'na en son 15 yıl önce gitmişim. Sonra gitmeyi bıraktım, çünkü eve daha yakın yeni açılan alışveriş merkezleri içinde, son derece rahat koltukları olan, ses sistemle ri ile izleme keyfi yaşatan güzel sinema salonları açıldı bir bir.
Emek Sineması'nın ruhunu, Beyoğlu'nda sinema izlemenin keyfini hep içimde hissettim ama ayaklarım gitmedi. Yine de Emek Sineması yıkılacağı zaman içimin burkulduğunu söylemeliyim. Ne de olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan bile son konuşmalarında Ayder Yaylası örneğinde olduğu gibi yanlış planlamadan, gelişi güzel yeni yapılaşmadan ve değerlerimizi koruyamamaktan şikâyet etmiyor mu? Yani hiç öyle olsun istemediğimiz halde bazen bazı değişimler çok acımasız, çok yanlış yapılıyor ve müdahale edene kadar da iş işten geçmiş oluyor.
Beyoğlu'nda Emek Sineması'nın yer aldığı Grand Pera'yı inşaat ve restorasyon aşamasından sonra ilk kez dolaşmak yeni kısmet oldu. Emek Sanat ve Kültür Vakfı (ESKV) Genel Müdürü Remzi Buharalı tüm binayı kat kat dolaştırdı.
Emek Sinema salonunun içindeki orjinal 1400 parçanın tek tek numaralandırılarak, bir üst kattaki mekanına taşındığını duymuştum ama nasıl olduğunu gözlerimle görmemiştim. İşte Emek Sineması tüm görkemiyle ve itiraz edemeyeceğim kadar güzel bir hassasiyetle restore edilmiş halde karşımda duruyordu. Sanırım bu yüzden de bu projeye en çok karşı çıkanlar dahi gezip görüp rahatlamış ve itirazlarını devam ettirmemişti. Üstelik Emek Sineması'nın yanında 8 ayrı küçük sinema salonları daha yapılmış ve kültür ve sanata ayrılan alan da genişletilmişti.
Remzi Buharalı faaliyete geçtikleri bir yıl içinde düzenledikleri kültür ve sanat etkinliklerini sıraladığında, son zamanlarda inşaat çalışmalarının da etkisiyle neşeli ve keyifli yüzünü kaybeden Beyoğlu için sevindim.
Emek Sanat ve Kültür Vakfı, bugüne kadar İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 12. İstanbul Bach Günleri, İdil Biret&BAU Oda Orkestrası gibi birçok dinletiye ev sahipliği yapmış. Ali Poyrazoğlu, Sumru Yavrucuk, Haldun Dormen, Tuba Ünsal, Nilgün Belgün gibi pek çok sanatçının gösterisinin de gerçekleştiği Grand Pera'da en son Mercedes-Benz Fashion Week de gerçekleşmiş.
Bu moda şovunun gerçekleşeceği oldukça uzun ve birbiri içinden geçen yüksek tavanlı odalardan oluşan ve aslında Grand Pera'nın varlık sebebi olan tarihi Cercle d'Orient binasının restorasyon öncesine ait içler acısı fotoğraflarını görünce, düzgün restorasyon ile nasıl olağanüstü güzel kazanımlar elde edildiğini de görmüş oldum. Şimdi bu bina tamamıyla kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacakmış. Sergiler açılacak, genç sanatçılara mekan olacak, kitap fuarlarına kapısını açacakmış. 20 bin metrekarelik alana yayılan ve yüzde 40'ı kültür ve sanata ayrılan Grand Pera'da bugüne kadar 60'dan fazla etkinlik olmuş, 35 bin sanat sever ağırlanmış. Remzi Buharalı, müthiş heyecan verici projelerden söz etti. Mesela önümüzdeki aylarda bir anda Grand Pera'nın balkonunda çok ünlü bir sanatçının 20 dakikalık sürpriz bir konserine şahit olabileceksiniz ya da dağıtıcı firmanın gişe kaygısıyla vizyona almadığı güzel bir filmi de bu mekanda izleyebileceksiniz. Diyeceğim o ki ekonomi kadar önemli kültür ve sanat için Grand Pera hepimize bir umut vaat ediyor.
Ha bu arada Grand Pera kompleksinde bir alışveriş merkezi de bulunuyor ancak henüz yüzde 50'si boş durumda, bugünlerde öne çıkan bazı markalarla sözleşme yapılması bekleniyormuş.
