Antalyalı iş kadınları Yeliz Gül Ege öncülüğünde Antalya Kadın Müzesi kurmak için müthiş çaba sarfediyor. Çaldıkları kapılar bir bir yüzlerine kapanınca, 'O zaman biz de önce sanal müzeyi kurarız' diyorlar.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Antalya Kadın Girişimciler Kurulu'nun insiyatifiyle kurulan ancak daha sonra TOBB destek vermeyince, Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) bünyesina dahil olan müze, Türkiye'nin birkaç sanal müzesinden biri. Antalya Kadın Müzesi'ne ATAV Başkanı Nizamettin Şen başta olmak üzere yerel yönetimler, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve eşi Ebru Türel de desteklerini esirgemiyor.
Fiziki bir yeri olmasa bile müze faaliyete geçer geçmez, toplantılar düzenlemeye başlıyor ve geçen yıl da "Jale İnan Yılın Kadını" ödülü başlatıyor. Ödüle ismini veren Jale İnan da, en eski yerleşimlerden antik Perge ve Side kentlerinin ortaya çıkarılması için 40 yıl boyunca çalışan Türkiye'nin ilk kadın arkeoloğu bu arada.
Geçen yıl ödülü Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın ilk kadın üyesi Hülya Bilgin'e veren Antalya Kadın Müzesi'nin bu yıl ödül için seçtiği kadın hepimizi çok ama çok etkiledi. Yaşamı elinden hunharca alınan 15 yaşındaki genç bir kızın katillerini ortaya çıkarmak için genç bir kadın avukatın verdiği 7 yıllık mücadele ATAV Başkanı Nizamettin Şen'in dikkatini çekince, ödül için bir araya gelen jüriye öneride bulunuyor ve oy birliğiyle kabul ediliyor. Genç avukat Sibel Önder, 2015'te yargıya taşıdığı Kırıt davasındaki 'adanmışlığı'ndan dolayı bu ödüle layık görülmüştü.
Akra Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Barut'un ev sahipliğinde düzenlenen törenin gönüllü destekçisi de Antalya Film Festivali Direktörü ve yapımcı Elif Dağdeviren'di. Büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan kalabalık önce, yazar ve oyuncu İclal Aydın'ın Dağdeviren'in moderatörlüğünde gerçekleşen 'Hayat Kadınla Güzeldir' isimli söyleşini dinledi. Ardından da Avukat Önder sahneye davet edildi.
Sibel Önder, Antalya'da üzeri kapatılmaaya çalışılan Sezgi Kırıt isimli genç kızın tecavüze uğraması ve öldürülmesi davasında 7 yıl boyunca büyük bir sabırla çalışarak, filmleri aratmayacak yöntemlerle suçluların bulunmasını ve adalete teslim edilmesini sağlayamıştı. Aldığı tehditlere karşı yılmamış ve uzun süren bir mücadelenin ardından sanıkların ceza almasını sağlamıştı. Önder sayesinde tutuklu yargılanan suçlular 17 Şubatta yine hakim karşısına çıkacak. Ödül töreninde, "Bir hukuk mücadelesi verdim. Bu değerli ödülü haksız şekilde yaşam hakları elinden alınan, kimsesi olmayan sessizlerin sesi olarak alıyorum" derken bütün salon sessizliğe büründü. Bu sütun Türkiye'de işlenen kadın cinayetlerini anlatmaya yetmez. Düşünebiliyor musunuz, İzmir'de çalışan Sibel Önder, her hafta 30 kadına koruma kararı çıkarttıklarını söylüyor. İnanılır gibi değil ama gerçek. Kadına yönelik şiddetin, tecavüzün son bulması için suçluların en büyük cezayla cezalandırılması gerekiyor. Ancak çoğu defa yaptıkları yanlarına kar kalıyor, ya ceza almıyor ya da saçma sapan iyi hal indirimleriyle cezalarını çekmeden hapisten çıkıyorlar. Farkındalık yaratmak, bu konuyu gündemde tutmak şart.
İşte bu nedenle Antalya Kadın Müzesi'ni bu yıl bu ödül için yaptığı seçim nedeniyle kutluyorum.