Ben de Prof. Dr. Kerem Alkin Hocama katılıyorum. 'Finansal sistemde artık eşine az raslanır bir vahşilikle karşı karışayız. Türkiye'yi sıkıştırma yarışında limit yok" diyen Alkin haksız mı? Bence değil. Önceki akşam Türkiye kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye ile ilgili not değerlendirmesi bekleniyordu. Ancak takvimde yokken Fitch'den önce S&P ortaya çıktı ve görünümü negatife düşürdü. Ardından da Fitch, Türkiye'nin notunu 'yatırım yapılabilir'in altına düşürdü.
Bir yandan bunlar olurken, bir yandan da hiç büyümeyen Avrupa'nın yanında en kötü şartlar altında bile yüzde 3'ler mertebesinde büyüyen Türkiye'ye güvenini asla yitirmeyen dev şirketlerin yöneticileri umut pompalıyor.
Sabah Ekonomi Servisi olarak bir süredir Otomotiv Editörümüz Ufuk Sandık'ın organizasyonuyla sektörün liderleriyle bir araya geliyoruz ve hem sektör hem de Türkiye'deki son gelişmeler üzerine bir ufuk turu yapıyor, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Son buluşmamız, Türkiye'de bu yıl 50'nci yılını kutlayan Mercedes-Benz Türk'ün Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün'leydi.
İlginçtir, Mercedes-Benz Türk tam 50 yıldır Türkiye'de ve ilk kez en tepedeki koltuğu bir Türk'e emanet etti. Bugüne kadar şirketin Türkiye'deki tepe yöneticisi hep Alman olmuştu. Doğrusu bana çok gecikmiş bir karar gibi geldi.
Türkiye'de toplamda 1 milyar euronun üzerinde yatırım yapan ve belki de en çok yatırım yapan Alman şirketi konumunda olan ve İstanbul'da otobüs, Aksaray'da kamyon üreten Mercedes-Benz Türk, geçen yıl da toplamda 90 milyon euroluk bir yatırıma imza atmıştı. Şirket, Türkiye'ye öylesine önem veriyor ki araştırma-geliştirme konusunda da yeni yatırımlar yapıyor.
Türkiye, bir taraftan 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin yaralarını sarmaya çalışırken, diğer yandan da terör örgütlerinin saldırılarına karşı mücadele veriyor. Yani ülkemiz hakikaten de zor günlerden geçiyor. Ekonomi de tüm bu olumsuzluklardan nasibini aldığı için aslında şirketler için de bugünler kolay geçmiyor.
Ama bakıyoruz Mercedes gibi güçlü şirketler ne yatırımlarını askıya alıyor, ne de ülkeye olan bakış açılarını değiştiriyor.
50 yıldır Türkiye'de faaliyet gösteren Mercedes- Benz Türk'te tam 28 yıldır çalışan ve şu anda da şirketin direksiyonuna geçen Süer Sülün de bu konuya dikkat çekiyor ve "Görmediğimiz kriz kaldı mı? Üstelik şimdi Avrupa'da kriz var. Biz dönüp onlara ne oluyor diye soruyoruz" diyor.
Türkiye'de yatırımları bulununan Alman şirketlerinin sayısı 6 bini geçmiş durumda. Mercedes- Benz Türk gibi dev şirketlerin dışında orta ve küçük ölçekte de şirketler bulunuyor.
Süer Sülün'den öğreniyoruz ki Türkiye'de 50 milyon euroluk bir yatırıma girişmek isteyen bir Alman şirketi, ülkedeki olumsuz gelişmeler üzerine yatırımını önce askıya almış. Sonra da Türkiye'deki büyük Alman şirketlerinin başındaki yöneticilerle konuşmaya karar vermiş. Süer Sülün, bizimle buluştuğu gün bir sonraki görüşmesini de işte bu Alman şirketiyle yapacaktı ve kendi perspektifinden Türkiye'yi anlatacaktı. "Ne diyeceksiniz" diye sorunca, "Tabii ki 50 yıldır yatırıma devam eden bir Alman şirketinin bakış açısını anlatacağım. Krizler geçici. Türkiye'nin potansiyeli çok yüksek" dedi.
Sanıyorum, böylesi anlarda şirketleri yönetenlerin vereceği karar çok ama çok önemli oluyor. Risk alıp, genç nüfusuna, potansiyeline inanıp yatırıma cesaret edenler günün sonunda mutlaka kazançlı çıkıyor.
Siz ne dersiniz?