Türkiye'nin dev şirketlerini yönetenleri kadın konusunda sahnede konuşurken görmek geleceğe dönük daha çok umutlanmamızı sağlıyor. Önceki gün McKinsey&Company'nin TÜSİAD işbirliğiyle 11 sektörden 102 dev şirketin katılımıyla yaptığı, "Women Matter" isimli araştırmanın sonuçları açıklandı.
Sonra da işkadınlarının yanı sıra, Ali Koç ve Agah Uğur gibi iş dünyasının önemli rol modeller en samimi halleriyle kadın konusunda hem kendilerine eleştiri getirdi, hem de gruplarında bu konuda attıkları adımları çoğaltmak için neler yaptıklarını anlattı.
Panelde TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, ING Bank CEO'su Pınar Abay, Eczacıbaşı Sağlık Grup Başkanı Elif Çelik ve TÜRKONFED ve TÜSİAD'ta önemli kadın çalışmalarını yürüten Nur Ger gibi değerli işkadınları da sahnedeydi ve söyledikleri çok önemliydi. Ancak daha da önemlisi bu tarz toplantılara hem az katılan, hem de pek ilgi göstermeyen işadamlarının bakış açılarını görmekti galiba.
Women Matter araştırmasında, Türkiye'de yüzde 30 olan kadınların işgücüne katılım oranının, OECD ortalaması olan yüzde 63'e çıkması halinde, 2025 yılında GSYİH'nin 240 milyar dolar büyüyeceğinin altı çiziliyor. Sadece Türkiye için değil, tüm dünya için 2016 zor bir yıldı ama 2017'nin daha da zor olacağı herkesin malumu. O nedenle Türkiye'nin sahip olduğu fırsatları çok daha iyi değerlendirmesi şart. Tabii bunun için kamu ve özel sektör dahil olmak üzere topyekün herkesin kadın konusundaki önyargılardan kurtulmasıyla başlayacağı da çok açık. Mesela, anne olduktan sonra çalışma hayatında karşılaşacağı engelleri yok etmek yerine eve hapseden cinsiyetçi bakış açımızı terketmemiz bile Türkiye'ye çok önemli mesafeler aldıracak. Araştırma sonuçları Türkiye'nin tepedeki şirketlerinde hala kadın konusunda sorun yaşandığını gözler önüne seriyor. Bu şirketlerde kadın temsil oranı yüzde 41, ancak üst düzey yönetici kadın temsil oranı yüzde 25, genel müdürlerde kadın temsil oranı ise yüzde 15. Kuşkusuz kadın konusunda dünyanın genelinde de karneler pek iyi değil. Oysa araştırmalar küresel ekonomide, kadınların iş gücüne katılımının artması ile 2025 yılında 12-28 trilyon dolar seviyelerinde bir büyümenin de gerçekleşebileceğini gösteriyor. Yüzde 26'ya denk gelen bu büyüme tüm dünya için daha çok refah ve daha az savaş, açlık ve yoksulluk demek aslında.
Son bir not da Ali Koç'un samimiyeti hakkında. Panelde kadın konusunda konuşma yapacağı için öncesinde hazırlanması için Ali Koç'a rakamlarla süslenmiş güzel bir bilgi notu paylaşılmış.
Ancak bence dinleyenlerin hafızasında en çok oğlu ve kızıyla yaşadığı anekdot kalacak. Koç şöyle anlattı:
'Her seyahate çıktığımda 8 yaşındaki oğluma 'Ben yokken ev sana emanet; annene, ablana sahip çık' diyorum. Birgün kızım, 'Niye hep ona emanet ediyorsun' diye sordu.
Verdiğim cevaptan ben bile tatmin olmadım. Önyargıları yıkmamız gerekiyor. Kalıplardan çıkmalıyız." Ali Koç, 2 saat boyunca hem kadın konusunda kadın yöneticileri dinledi hem de kendisi örneklerle ne düşündüğünü anlattı. Ben eminim ki Koç Holding'de Oya Ünlü Kızıl'ın sorumluluk alanındaki kadın konularında bundan sonra Ali Koç'un olurunu almak daha kolay olacak. Yani iş dünyasındaki erkekleri birer birer markaja almak, bu konuyu düşündürtmek çok iyi bir taktik.