Siz bu yazıyı okurken, ben zeytinyağıyla ünlü Ayvalık'ta bu yıl 11'incisi yapılan Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri'nde olacağım.
Yılın ilk hasadını yerinde görmek, erken hasat zeytinyağlarını tatmak hakikaten de güzel bir deneyim. Sonbaharın insana güzel bir duygu ve huzur veren en güzel aktivitesi zeytin hasadı galiba.
Bu yılki hasat minyatör meydanı, Merkez Camii, göç temalı Kent Müzesi ve 19'uncu yüzyıldan kalma taş evleriyle eski bir Boşnak köyü olan Küçükköy'de gerçekleşiyor. Öğreniyoruz ki 40'a yakın sanatçı yerel yöneticilerin desteğini alarak taş evleri yeniliyor ve butik otellere dönüştürüyor, köyün sokaklarını canlandırıyor. Amaç burayı uluslararası bir kültür-sanat ve yaşam merkezi haline getirmekmiş ki zeytin ağaçlarıyla ünlü bir bölgenin en çok da bu tarz girişimlere ihtiyacı var.
Ayvalık Ticaret Odası'nın Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Ziraat Odası ile birlikte düzenlediği hasat günleri , son yıllarda Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC), Akdeniz Zeytinci Kentler Birliği ve İspanya merkezli bir zeytinyağı derneği olan QV Extra'nın da katılımıyla hem uluslararası kimliğe kavuştu hem de tanınırlığını artırdı.
Ayvalık'ta yapılan ve bölgede küçüklü büyüklü tüm zeytinyağı üreticisi aile ve şirketlerin desteklediği hasat günlerinin en büyük amacı zeytinyağının ülke genelinde tüketimini artırmak. Zeytinyağı üreticilerinin karşılaştıkları sorunları birinci ağızdan yetkililere ulaştırarak, markalı, katma değeri yüksek zeytinyağımıza sahip çıkmak ve markalı ihracatın önemini vurgulamak.
Zeytin üreticilerinin bu yılki teması, "Zeytinyağı ve Tarih", sloganı da "Zeytin Varsa Hayat Var, Bin Yıldır..." Bugün düzenlenecek panelde Prof. Dr. İlber Ortaylı, Akdeniz Zeytinci Kentler Birliği Başkanı Enrico Lupi ve zeytin tarihi ve kültürü araştırmacısı Dr. Horst Schafer-
Schuchardt zeytinyağının tarihini ve hayatımızdaki önemini anlatacak. Ayvalık Hasat Günleri, her geçen yıl daha zenginleşiyor, halkı kucaklıyor ve büyüyor.