Parlamentoda kadının sesi kısılsa da iş dünyasında rol model olan, üretim gibi zor bir alanda her türlü yeniliğe kapı açarak katma değer yaratan ve markalı ürünler çıkarmayı başaran sanayici kadınların sesi yükseliyor.
1989'da Gaziantep'te kurulan ve çikolata, çikolatalı ürünler, bisküvi, kraker, kek, şeker ve lokum pazarında bir biri ardına çıkardığı markalarla kendine özel bir yer edinen Şölen, uzun yıllardır Elif Çoban'a emanet. Gaziantep'te 5, İstanbul'daki bir üretim tesisinde geçen yıl ulaştığı ciro 687 milyon lirayı buluyor ve üretiminin yüzde 60'ını da ihraç ediyor. Şölen'i neden son yıllarda daha çok duyduğumuzun sebebi de bu galiba. İhracatla haşır neşirken iç pazara yoğunlaşmaya gerek bile duymamış, biz de şimdilerde çok duyduğumuz o reklamları duymamıştık.
Geçtiğimiz günlerde Elif Çoban, üzerinde çalıştıklarını daha önce bize anlattığı yeni bir teknolojiyi nihayet göstermek için bir grup gazeteciyi Silivri'deki üretim tesisine davet etti. Sözünü ettiği yeni teknolojiyi Japonlar kullanıyordu ve Avrupa da dahil bu bölgede kimsede yoktu.
Çoban, önce gidip gıda üretimini, ambalajlamayı yeni bir boyuta taşıyan teknolojiyi Japonya'da incelemişti.
Ardından Japonlar İstanbul'a gelmiş, Şölen'in tesislerini görmüş ve her ne kadar yeni teknoloji Japonya'dan gelecek olsa da halihazırda robotlu üretim yapılan fabrikadan çok etkilenmişlerdi.
Ezcümle, Elif Çoban o çok istediği yeni teknolojiyi Japonya'dan satın alarak üretimdeki iddiasını yeni bir boyuta taşımayı başardı. 10 milyon euroluk yeni bir yatırım tamamlanıp da üretim başlayınca sonuçları bizimle paylaştı.
Şölen, kek kategorisinde sunduğu yeni ürünü Luppo Sufle'yi yeni teknoloji sayesinde 'buharda' el değmeden pişiriyor ve sufle kekler tazeliğini korusun diye de tam ambalaj esnasında içine minicik oksijen emici tabletler konuyor.
Baştan aşağı kıyafet değiştirerek, birkaç kez hijyen bölümlerden geçerek girdiğimiz üretim hattında, o kadar çok robot görüyorum ki şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Ne de olsa Şölen'in fabrikalarında aslında 2 bin kişi de istihdam ediliyor.
Ancak üretim hattında ürün neredeyse baştan sona el değmeden, robotlar yardımıyla, otomasyon sistemi kullanılarak üretiliyor.
Elif Çoban, otomasyon sisteminde en önemli unsurun 14 milyon liralık bir yatırım yaparak devreye aldıkları akıllı depo yönetimi olduğunu söylüyor.
7 milyar lirayı bulan şekerleme, bisküvi vb ürünlerin yer aldığı pazarda öğreniyoruz ki kek kategorisinin büyüklüğü 850 milyon lirayı buluyor. O nedenle üreticiler en çok bu kategoriye özel ürün çıkarmaya çalışıyor. Üreticilerin yeni teknoloji ve daha sağlıklı ürün üretme çabası artıyor. Elif Çoban, kek pazarının her yıl yüzde 15 gibi yüksek oranda büyüdüğünü söylüyor.