Kadın çiftçilerin girişimci olmasına yönelik Şekerbank'ın Tarım Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü 'Tarımda Kadın Girişimciliğin Güçlendirilmesi Programı'nın jüri toplantısına katıldım.
Türkiye'nin 8 ilinden 500'e yakın kadın çiftçinin hazırladığı projelerden bölgesel jüriler öne çıkan 8 projeyi, bu kez aralarında benim de olduğum İstanbul'daki jürinin değerlendirmesi için seçmiş ve göndermişti. Biz de bunların içinden birinci projeyi ve öne çıkan iki projeyi daha belirledik.
Öncelikle Tarım Bakanlığı'ndan toplantıya katılan 3 ismin kadın olmasından duyduğum memnuniyeti dile getirmeliyim. Buna benzer pek çok projeyi çalışan ve Anadolu'yu da karış karış gezen bu kadın yöneticiler aslında güzel bir rol model. Kadın yöneticilerin başarısı şu ki Anadolu'da, mesela dağ köylerinde hani bizim 'gizli işsizlik' olarak nitelediğimiz tarımda çalışan kadınları bulup, böylesi güzel projeler için yüreklendiriyor ve katılmalarına ön ayak oluyorlar. Kimi ilkokul mezunu, kimi hiç okumamış olan bu kadınlar KOSGEB ve İŞKUR'un işbirliği ile istihdama yönelik, sertifikalı, 10 gün süreli (70 saat) uygulamalı girişimcilik eğitimlerine katılıyor.
Öğreniyorum ki 8 ilde 407 kadın sertifika almış. Biz belki sadece 8'inin projesini gördük ama aldığım bilgilere göre kadınlar bu eğitimlere öylesine hevesle katılmış ve dikkatle dinlemişler ki ilk 8'e girememiş olsalar da hepsi fark yaratacak yakında.
Şekerbank'ın Strateji ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Aybala Şimşek ile sabah erkenden buluşup kadın çitftçilere yönelik projesinin üstünden geçtik ve sonra jüri toplantısını yaptık. Öyle güzel projeler var ki... Evet kimi özgün kimi değil ama kadın eli değince bir başka olacağı kesin. Mesela bir kadın çiftçi Balıkesir'de lavanta tarlaları kurmak için harekete geçmiş. Bir başka genç kadın Malatya'nın bir köyünde organik solucan gübresi üretimine girişmek için müjdeli haber bekliyor. Bir diğeri Çankırı dağlarındaki alıçları toplayıp, işleyip sirke haline getirip, şişeleyip satmak için güzel bir proje yapmış. Yine bir başka kadın çiftçi Gaziantep'te stevia yani şeker otu bitkisinin fidelerini ekmeye başlamış. Amacı şeker yerine kullanılan ve daha sağlıklı olan bu bitkiyi güneş enerjisiyle kurutmak, öğütmek ve satışına başlamak...Daha neler neler...
Projenin jüri üyeleri arasında KAGİDER Başkanı Sanem Oktar da vardı. Birkaç gün öncesinde KAGİDER'deki yeni dönemi konuşmak için buluştuğumuzda Oktar, dünya ekonomisinde değerlendirilmeyen en büyük kaynağın kadın olduğunu hatırlatmış ve bu programdaki projelerin önemine değinmişti. Haksız da değildi.
Dünyada kadın istihdamının yüzde 1 artmasının GSMHY'ye 80 milyar dolar artış olarak yansıdığını uluslararası kuruluşlar açıklıyor.
KAGİDER'in ajandasında kadın istihdamı öncelikli konular arasında. Unutmayalım iş hayatında da cinsiyet eşitliği sağlandığı takdirde ekonomilere 28 trilyon dolar ek katkı sağlanmış olacağı açıklandı.
Bir yanda Şekerbank gibi kadın konusuna önem veren bankalar, öte yanda KAGİDER gibi sivil toplum kuruluşları ve bu işe inanan Tarım Bakanlığı'nın isimsiz kahramanları gibi bürokratlar sayesinde kadının önü açılacak. Başka yolu yok!