Önceki gün Paşabahçe'nin 5 bin yıllık camcılık geleneğini de yaşatmak amacıyla tüm el imalatı üretimini gerçekleştirdiği Denizli Cam Fabrikası'nı dolaşırken dev bir orkestranın müthiş bir uyum içinde müzik yaptığı hissiyatına kapıldım. Cam ustalarının müthiş bir ahenkle üflediği camlar bir anda çeşm-i bülbül'e, ibriğe, nazar boncuğuna, nefis bir vazoya, kadehlere, kuş gibi aksesuvarlara dönüşürken geleceğin ustası olacak çıraklar da dikkatli bir şekilde kendilerine verilen görevleri yerine getiriyordu.
Hepsi birer sanat eseri olan ve de kalıbı olmadığı için her biri ayrı formda üretilen cam kuşları 15 yıllık usta olan Ali Girgin yapıyor. Bir süre durup Girgin'i izliyorum. Öylesine aşkla yapıyor ki adeta kaptırmış kendini. Etrafta onu izleyenleri farketmiyor bile. Kalıbı olmamasına rağmen, kuşun gagası, iki minik ayağına göz açıp kapayıncaya kadar form veriyor.
Sonra 1800 yıllık cam sanatımız meşhur 'Çeşm-i Bülbül'lerin üretildiği bölüme geçiyoruz. 40 yıllık cam sanatçısı olan ve Paşabahçe'nin İstanbul fabrikasından gelen Şevki Başkan müthiş bir 'ustalıkla' birer birer Çeşm-i Bülbül'lere hayat veriyor.
Öğreniyoruz ki katma değeri en yüksek olan tamamı elde yapılan cam eşyaların üretildiği Denizli fabrikasında 660 kişi çalışıyor ve 160 daha çırak yetişiyor. Çıraklar 16 yaşından itibaren Paşabahçe'nin cam tezgahlarında bu işi en iyi ustalardan öğrenmeye başlıyor. Paşabahçe, çıraklık eğitimine öylesine önem veriyor ki yerinde görünce cam sanatının kaybolmayacağına emin oluyor insan.
Paşabahçe Mağazaları Genel Müdürü Esra Tokel'den öğreniyoruz ki mağazalarında satılan ürünlerin yüzde 45'i işte bu fabrikadan geliyor. Yılda 5 milyon el yapımı cam eşyanın üretildiği Denizli fabrikası ayrıca dünyanın önemli markalarına 17 milyon dolarlık da ihracat yapıyor.
Denizli Paşabahçe Cam Fabrikası öylesine önemli ki koleksiyonlarda kullanılan tüm cam formlar da burada üretiliyor ve şimdi anlıyoruz ki yurtdışı planlarında da Denizli öne çıkıyor.
Fabrikayı gezerken karşımıza son derece modern Çeşm-i Bülbül'ler çıkıyor. Esra Tokel, Paşabahçe'nin yarına hazırlandığını ve yeni bir koleksiyon ile bunu bu yıl bitmeden tanıtacaklarını söylüyor. "Omnia" adını verdikleri yarının tasarımlarında ise sadece ünlü tasarımcıların değil, Denizli'deki önemli cam ustalarının da elinin değeceğini anlatıyor. Tokel, "Böylece özgün Türk camcılığını dünyaya sunacağız" diyor. Yurtdışına Milano gibi iddialı bir şehirden açılan ve ilk mağazasını açar açmaz gördüğü ilgi ve yüksek satış rakamlarının ardından yurtdışında büyüme planını hızlandıran Paşabahçe 2015 bitmeden biri İzmir'de biri de yine yurtdışında olmak üzere 2 mağaza daha açarak yılı 52 mağazayla kapatma hazırlanıyor. Ekonomik krizden söz edip duruyoruz ancak Esra Tokel, Paşabahçe'nin bu yılı çift haneli büyüme rakamıyla bitireceğini de söylüyor.
3 bin bardak alan modacı!
Yazıyı ilginç bir anekdotla bitireyim. Esra Tokel, Paşabahçe'nin Milano mağazasının sadık müşterilerinin oluştuğunu anlatırken, Dolce&Gabana'dan örnek veriyor. Öğreniyoruz ki markanın kurucularından Domenico Dolce'nin mağazaya gelip tek seferde 3 bin kadeh satın almış ve ardından da sık sık uğramaya başlamış. Markalı ihracat ve katma değeri yüksek Türk malı algısı açısından güzel bir gelişme değil mi?