Çok değil sadece 5 yıl sonra 50 milyar akıllı cihazın birbiriyle konuşması bekleniyor. 2020'de dünyadaki 8 milyar kullanıcının bir şekilde giyilebilir teknolojileri hayatına sokmuş olacak.
Teknolojiyle ilgisi olsun olmasın şirketlerin birbiri ardına akıllı şeyler üretmeye başladığını geçen hafta ziyaret ettiğim Paris'teki Premiere Vision fuarında bizzat gördüm.
Fuarın bir bölümü sadece yakın gelecekte olmazsa olmaz diye düşünebileceğimiz, şimdiden birçok insanın hayatını değiştirmeye başlayan akıllı ürünlerle doluydu.
Bunlardan biri 35 sensörün yerleştirildiği bir tişörttü mesela. Bu sensörler sayesinde epilepside erken uyarının mümkün olduğu ve olası bir krizi önlemekte işe yaradığı anlatılıyordu. Epilepsi hastaları için yakın gelecekte böyle bir giysinin ne kadar önemli olacağı ortada. Kumaş üreticilerinin akıllı teknolojiler konusuna ciddi kafa yorduğunu bizzat gördüm. Mesela bir başka firma, gece yatarken ya da herhangi bir zamanda kullanmak üzere bir yüz bandı yapmış. Dışardan bakıldığında sıradan bir pamuklu kumaş görüyorsun. Oysa şu özelliklere sahip bu kumaş: Yüzünüze bu bandı koyduğunuz zaman, gün içerisinde buzdolabından, bilgisayardan, televizyondan aldığınız radyasyondan arınmanıza yardımcı oluyor. Örülürken içine çip yerleştirilen çoraplar da ilgi çekiciydi. Böylece hırsızlığa karşı önlen alınmış ya da kaçırılma olaylarında nerede olduğunuz anında belirlenebiliyor.
2014'te nesnelerin interneti denilen pazarın büyüklüğünün yaklaşık 700 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtiliyor. Ama yapılan araştırmalar ve öngörüler, şu anda internet bağlantısı olan otomobil, buzdolabı gibi farklı nesnelerin sayısının 2020'de 29.5 milyon adedin üzerine çıkacağını söylüyor bize.
2025 yılı için yapılan öngörüler ise dudak uçuklatıcı cinsten. Nesnelerin interneti pazarı 10 yıl sonra yaklaşık olarak 11 trilyon dolara çıkacak.
Türkiye'nin gündeminde ne yazık ki sadece siyaset var. Hele son iki yıldır seçimden başka bir şey konuşulamaz oldu. Çocuklarımızın robotik derslerle tanışması, teknolojiyi kullanan olmanın yanı sıra hızla teknolojiyi üreten bireylere dönüşmeleri için bir devlet stratejisi şartken, biz diğer ülkelerdeki gelişmeleri görüyor, okuyor ve hala sıranın bize de gelmesini bekliyoruz.
Gelişmiş ülkelerin değil yanı başımızdaki Romanya, uzağımızda Kenya gibi ülkelerin bu konuda atağa kalktığı anlatılıp duruyor. Intel Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz, her Türkiye seyahatinde bir konuşma yapıyor ve "Acele etmezsek birçok konuda geç kaldığımız gibi, nesnelerin interneti, giyilebilir teknolojiler konusunda da arkadan gideceğiz ülke olarak. En azından eğitim sistemine müdahale etmeli ve çocuklarımızın da robot yapmayı düşünebilmesi için müfredatta değişiklik yapmalıyız" diyor. Bizler de katıldığımız fuarlarda, konferanslarda İldeniz'in konuşmasının ne kadar doğru olduğunu görüp ah çekiyoruz.
Umarım erken seçilerin arkasından Türkiye, zaman kaybetmeden giyilebilir teknolojiler, nesnelerin interneti gibi konuları önemli gündem maddeleri arasına sokabilir.