"Mardin'de müzem var. Elimden aldılar, vermiyorlar şimdi. Oysa ben müzenin her yıl ihtiyacı olan 1.5 milyon lirayı vermeye hazırım" dedi büyük bir üzüntüyle Dilek Sabancı. Sabancı ile önceki gün Özel Olimpiyatlar Türkiye çatısı altında zihinsel engelli genç ve çocukları sporcu yaparak hayata katan çalışmaları konuşmak için buluşmuştuk.
Turizm sektöründe Vista şirketi ile yer aldığını bildiğimizden, krizden etkilenip etkilenmediğini ve başka neler yaptığını anlatmasını istedik.
Vista'da işler yolundaydı.
Çünkü çoğunlukla bilet satışı ve organizasyon yapılıyordu, oralarda da bir sıkıntı yoktu. "Ama" diye devam etti Sabancı:
"Mardin'e müthiş katkı yapan, bölgenin dokusuna uygun bir kent müzesi ve sanat galerisi yaptık. Ancak bir kanun çıktı ve burası belediyeye devredildi. HDP'li belediyede de para yok. Ne yazık ki hiçbir şey yapılmıyor orada artık."
Öğreniyoruz ki Mardin'de çalışmaları 2006 yılında başlayan ve 2009'da hayata geçen Sakıp Sabancı Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, son kanun değişikliğinden sonra kapılarını adeta kapadı.
Müzedeki yöneticiler değişti, sayıları azaldı ve yılda en az iki sergi yapılan mekan bölgenin cazibe merkezi olma özelliğini yitirdi.
Dilek Sabancı öylesine doluydu ki, "Ne olur yazın bu konuyu" diye anlatmayı sürdürdü:
"Müze açılmadan önce Mardin bölgesine 350 bin turist ziyaret ediyormuş.
Oysa 2009'dan 2015'e kadar geçen ve müzeyi bizim işlettiğimiz dönemde turist sayısı 850 bine yükseldi. Sadece müzeyi 350 bin kişi ziyaret etti ve şimdi bana böylesine iyi iş yapan müzeyi geri vermiyorlar."
Dilek Sabancı, kendilerine "Kültür Bakanlığı ile çalışın" önerisine ise sıcak bakmadıklarını çünkü bağımsız olmak istediklerini söylüyor. "Bağımsız olamazsak, sergileri sanatçıları kendimiz seçmez isek işimizi istediğimiz gibi yapamayız" diyor. Sabancı'ya göre müze bölgeyi öylesine etkiledi ki hemen akabinde Hilton gibi uluslararası zincir oteller başta olmak üzere bölgede birçok yatırım gerçekleşti.
Sabancı'ya "Peki tam olarak ne istiyorsunuz" diye sorunca, müzenin 30 yıllığına Sabancı Üniversitesi'ne tahsis edilmesini ve böylece Sabancı Müzesi'nin yönetimine geçmesinin mümkün olacağını ve kendisinin de yeniden müzeyle ilgilenebileceğini söylüyor. Sabancı, "Devletten beş kuruş istemiyoruz. Eline sağlık diyeceklerine, engel oluyorlar. Umarım müzeyi tekrar bize verirler" diyor.
Ülkedeki birçok konu gibi bu da gündemde yerini bulamamış. Ne de olsa hükümet bir türlü kurulamadı, siyasi ortam en gergin günlerini yaşıyor ve daha da kötüsü terör yine ülkemizin üzerinde kara bulutlar dolaştırıyor.
Umuyorum ki bir an önce barışı yaşamaya başlayacağımız ülkemizin ekonomi, kültür ve sanat hayatı da yine eski güzel günlerine kavuşsun. Kendini adeta hayır işlerine, iyilik yapmaya adayan Dilek Sabancı gibi isimlerin de yeniden önünü açılsın.