Milletvekilleri TBMM'de hepimizi utandıran görüntüler verirken, size bugün TBMM'nin diğer yüzünden, isimsiz kahramanlarından ve yaptıklarından söz etmek istiyorum. Önceki gün kaleme aldığım 'İşitme Engelli Muharrem, TBMM'yi Harekete Geçirdi' başlıklı yazım üzerine meclisin idari bilimlerinden mail yağmuruna tutuldum. TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Başkan Yardımcısı Yeşim Uslu, bana gönderdiği e-mail'de "TBMM'nin bilinen yüzü son günlerde Genel Kurul'da yaşanan tatsız olaylarla hafızalara bir kez daha kazındı. Ancak sizin gibi duyarlı köşe yazarları sayesinde TBMM'nin bilinmeyen bir diğer yüzü olduğu kamuoyuyla paylaşılınca idari teşkilatımızın sosyal sorumluluk anlamında çok fazla faaliyeti olduğu gerçeği görülecektir" demiş.
Bana mesaj atarak duyarlılıklarını gösteren tüm TBMM çalışanlarına öncelikle teşekkür ediyorum. Başta Genel Sekreter Neziroğlu'na, sonra Tutanak Hizmetleri Başkanlığı Stenograf Yardımcısı Mehmet Seyhan'a, Köksal Kars'a, şef Nuray Yıldız'a, Başkan Yardımcısı Kamil Polat'a, TBMM Koruma Daire Başkanı Mehmet Ali Keskinkılıç'a ama en çok da 3'ü engelli 30 arkadaşı adına yazan TBMM Ziyaretçi Kabul Birim Sorumlusu İsmail Fidanay'a... Türkiye'de güzel şeyler de oluyor ama ne yazık ki kötüler baskın çıktığından bunlardan haberdar olamıyoruz. "Bize teşekkür edenler oluyor ya çok şaşırıyorum. İşimden-ürettiklerimden- dolayı bir çok kez ödül aldım. Ama yapmak zorunda olduğum ve bunun için maaş aldığım bir görevi yerine getirdiğim için teşekkür almak biraz tuhaf geliyor" diyen Fidanay'a kulak vermenizi istiyorum:
"... Üç engelli arkadaşımızla birlikte görev yaptığımız birimde günlük ortalama 5 bin ziyaretçiye hizmet veriyoruz. Ülkemizde 10 milyona yakın engelli olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda TBMM'ye gelen engelli sayısını da tahmin edebilirsiniz. Engelli ziyaretçilerimizin sorunlarını bire bir kendilerinden dinliyoruz... Önceleri kişisel, duygusal ve bilinçsiz duyarlılığımızla her gördüğümüz engelliyi afişe eder gibi yardım etmeye çalıştık. Sonra gördük ki biz yardım ederken onları incitiyor ve hatta rencide ediyormuşuz. Ancak her gün o kadar çok sayıda engelli vatandaşımızla karşı karşıya kalıyorduk ve onların mutsuzluğunu gözlerinden okuyorduk ki. Sayın Neziroğlu'na dilimizin döndüğünce anlattık. Biz anlattık ama o zaten bunun alt yapısını hazırlamıştı. Bana projelerinizle gelin/üretin/düşünün/ diğer kurumları gezin/her engel grubunu ayrı ayrı dinleyin dedi. Aynı hafta engelli ile iletişim eğitimlerimiz başladı. Sonra görme engellilere nasıl yardımcı oluruz... Sonra tekerlekli sandalye sonra işitme engelli...
En sonunda Sayın Neziroğlu, 'Git kamu kurumlarını dolaş ve engellilerimiz için kamu binalarına girişte neler yapılıyor bak' dedi. Görme engelli ve tekerlekli sandalyeli arkadaşımla dolaştık. En iyi hizmet Hacettepe Hastanesi'nde dediler baktık. Tebrik ettik. Geldik anlattık. TBMM'de görev yapan bir mimar ekibe dahil edildi. Tüm kamuya örnek olacak bir çalışma istiyorum dendi. Zeminler yapıldı, rampalar gözden geçirildi, asansörler, merdivenler, işitme cihazları, tekerlekli sandalyeler...
Sonunda Özel Hizmet Danışma Bankosu TBMM'nin ziyaretçi kabul salonunda yapıldı. Renkleri uzmanlara soruldu, yüksekliği uluslararası standartlarda görev yapanlar alınabilecek en iyi eğitimleri aldı. Ama asıl önemlisi bu görevi yapacakları seçerken; engelliye acıyan, vah vah diyen, ben de her an öyle olabilirim saçmalığına kapılmış kişilerden uzak durduk. Bu bizim görevimiz. Engellinin hizmet almada kimsenin minnetine ihtiyacı yoktur. Biz görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz."