Bazen siyaset her şeyin önüne geçebiliyor. Ama ilk kez 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın korkunç bir şekilde katledilmesinin ardından siyasi görüşü ne olursa olsun, kime inanırsa inansın herkes tek ses oldu. Bu bir başlangıç. Devamının gelebilmesi için AK Parti Hükümeti'nin vakit kaybetmeden kadına karşı şiddetin, cinayetlerin son bulması yönünde ciddi adımlar atması bekleniyor. Önceki gün Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de 3 bin 382 kadının koruma altında olduğunu söyledi. Tüyler ürperten bir rakam. Her an öldürülme tehlikesiyle yaşayan kadınlarımızı kurtarmak için topyekun bir seferberlik ilan etmekten başka çaremiz yok.
Konu eğitime de geliyor kuşkusuz. Görüyoruz ki, öğrencilerin eğitim hayatlarında karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri de ulaşım. Türkiye'nin 81 ilinde üniversite olmasına gerek var mı mesela? Bir anda gündemimize giren Çağ Üniversitesi nerede biliyor musunuz? Sözde Mersin'de ama değil. Ne Mersin'de ne de Adana'da. İkisinin ortasında bir yerlerde. Doğru dürüst yerleşim yeri yok yakınlarında. Siz gidip böylesi şehirden uzak bir yere eğitim kurumu kuracaksınız ama gençlerin buraya nasıl ulaşacağıyla ilgilenmeyeceksiniz, denetimden geçmeyen minibüslere mecbur bırakacaksınız. Önceki gün Çağ Üniversitesi'nden Özgecan'ın arkadaşları defalarca servis sayısının artırılması için dilekçe verildiğini ancak ilgilenilmediğini açıkladı. Belli ki bu üniversitede okuyan tüm kız öğrenciler çantalarında biber gazı taşıyor, belli ki bindikleri minibüsler tedirgin ediyor onları.
Ben bu her ile bir üniversite ısrarını anlamıyorum. Meslek liselerini güçlendirmek ya da her ile güçlü bir lise yapmak niye bir seçenek değil. Nerden aklıma geldi derseniz; bir ay kadar önce UNESCO toplantısı için gittiğim Paris'te UNESCO Daimi Büyükelçimiz Hüseyin Avni Botsalı'nın evinde verdiği davette Türkiye'den Paris'e yerleşen değerli bir bilim insanımızla tanıştım. İsmi Prof. Dr. Nesim Fintz. 3 yıldır 35 vakıf üniversitesinin bulunduğu Fransa'da Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin Başkanı. Kendisi aynı zamanda mühendislik alanında iddialı bir vakıf üniversitesi olan EISTI'nin başında.
Fransa'daki güçlü eğitim sisteminden söz ederken şöyle dedi: "Fransa'da güçlü lise var. Lise çok mühim. Lise eğitimi iyi olmadıkça üniversite eğitimi neye yarar? Oysa Türkiye'de güçlü lise yok. Her vilayette üniversite kurulacağına kuvvetli liseler kurulsun."
Doğru değil mi? Türkiye'de bugün apartmanlarda kurulmuş üniversiteler var. Hiçbir iddiası olmayan, öğrencilerine doğru dürüst hiçbir imkan tanımayan adı üniversite olan sözde eğitim birimleri. Çağ Üniversitesi'nin eğitim kalitesiyle ilgili bir şey iddia edemem ama öğrenciler o minibüslere mecbur bırakıldıysa bir durup düşünsünler lütfen. Okula korkuyla gelip giden öğrencilerden ne bekliyorlar ki?
Türkiye'nin hızla çözmesi gereken önemli sorunları bunlar. Allah bir daha Özgecan'ın acısı gibi bir acı göstermesin bu ülkeye. Umarım, tüm ülke bu vahim olaydan önemli dersler çıkarır ve gerçekten de milat olur. Kadınların şiddete maruz kaldığı değil baş tacı olduğu bir ülke olursa, kadın-erkek eşitliğini önceliği yaparsa, evet Türkiye çok daha hızlı kalkınacak, refah seviyesi çok daha fazla artacak. Bunu ben değil sürekli araştırmalar yapan bilim insanları söylüyor.