Resmi kayıtlara göre iç savaştan kaçan Suriyeli mültecilerin çoğu travma geçirmiş 800 çocuğu Türkiye'de.
Aslında resmi olmayan kayıtlara göre bugün Suriyeli mültecilerin sayısı 3 milyonu aştı.
Kampta kalanların dışında çeşitli illere yayılmış, kötü şartlarda yaşayan Suriyelilerin çocukları hiçbir eğitimden de geçmiyor. Üstelik sokakta ya da otomobille giderken, pencereden yaklaşanlara karşı da halkın tahammülü neredeyse sıfıra yakın. "Beni bıçakla kovalıyor" cümlesini Suriyeli çocuklar, yaşıtı olan Türkiyeli çocuklar için söylemeye başlamış ki bu cümleyi bize ileten Emir Özsüer. Daha 16 yaşında. Annesi Esra Özsüer ile birlikte toplumsal olaylara kayıtsız kalamayanlardan. "Suriyeliler için 'keşke gelmeselerdi' bile deniyor. İki halk her gün sokakta karşılaşıyor.
Tolerans azalıyor, gerginlikler artıyor. Ben çevremde iyilik yapanların etkisiyle bir proje yapmaya karar verdim. Doğru insanları buldum ve ortaya Project Lift çıktı" diyor heyecanla projesini anlatırken.
Projeyi bana Sibel Asna bir mektupta kısaca özetlemişti ve açıkçası o sırada 'Özsüer' soyadını farketmemiştim. 16 yaşında bir genç çocuğun 49 Suriyeli çocuğa yaşadığı travmayı unutturacak 5 günlük bir özel eğitimi almasını sağlamasından ve projenin sürdürülebilir olmasından etkilenmiştim.
Hemen toplantıya gidip dinlemeye karar vermiştim. Toplantı başlarken öğrendim Emir'in Maya Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özsüer ile eşi Esra Özsüer'in oğlu olduğunu.
Her türlü imkâna sahip çocukların böylesi projelerin içine girmesine daha da çok sevindim. Emir, annesiyle birlikte Gaziantep'teki kamplara gitmiş. Sadece savaşın, ölümün resmini kara kalem çizen, yüzü hiç gülmeyen Suriyeli çocuklarla orada tanışmış.
Sonra travma geçirmiş çocuklar için ne yapabilirim sorusunun cevabı daha da netleşmiş kafasında.
Ortak dostlar kanalıyla 10 yıl ABD'de okuyan ve çalışan lisanslı Yaratıcı Sanatlar Terapisti olan ve ABD'de Sandy Kasırgası'ndan olumsuz etkilenenlerle de çalışmış olan Leyla Akça ile tanışmış. Projenin danışmanı ve Klinik Süpervizörü olan Leyla Akça ABD'de uygulanan Ulusal Çocuk Travma ve Stres Ağı (Psikolojik İyileşme Becerileri) metodunu bu projeye taşımış. Sultanbeyli Belediyesi de hem mekan hem de Suriyeli çocukları bu eğitime ikna edince, Şehir Üniversitesi'nin öğrencilerinden oluşan 40 gönüllü ile birlikte ilk şanslı 49 çocuğa görsel sanatlar, müzik ve sportif aktivitiler verilmiş.
Emir Özsüer, 'Tut Elimi' mottosuyla savaşa şahit olmuş, evlerinden, ülkelerinden ayrılmış, güven duygusunu kaybetmiş Suriyeli çocuklara yardım etmeye çalışıyor.
Leyla Akça, beş günlük eğitimin travmayla baş edebilme gücünü verdiğini söylüyor. "Tohum atıyoruz" diyor ve ekliyor: "Böyle travmalardan sonra ya hissizleşiyorlar ya da duygularını aşırı ortaya koyabiliyorlar. Biz travma geçirmiş çocukların beyinlerinin sağ tarafını sanat ve müzikle harekete geçirmeye çalışıyoruz. Mesela, damacanalarla müzik yapmayı öğretiyoruz."
Maya Holding'in ana sponsorluğunu üstlendiği projeye bir çok kişi ve kuruluş hem ayni hem de maddi destek sağlamış.
Çocukların yemekleri, kullandığı malzemeler böyle tedarik edilmiş.
Şimdi Emir Özsüer annesi Esra Özsüer ve her geçen gün büyüyen ekip arkadaşlarıyla birlikte projenin başka şehirlerdeki travma geçirmiş çocuklara ulaşabilmesi için yeni bir çabanın içine girmiş. Yolu açık olsun.