Önceki gün hayatını sadece iyilik yapmaya adayan eski bankacı, gerçek bir sivil toplumcu İbrahim Betil ile bir araya gelip son zamanlarda meşgul olduğu projeleri dinledik. Ben gazeteciliğe stajyer olarak başladığım yıllarda Betil, bankacılık sektörünü kasıp kavuruyordu. Ama sonradan anladık ki bankacılık sektöründeki başarılar, güzel para kazanmalar vs İbrahim Betil'i o kadar da mutlu etmiyor.
Gördük ki önce kuruluşunda yer aldığı Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, ardından Toplum Gönüllüleri, derken şimdi bir de Sen de Gel Derneği ile Betil'in aklı fikri iyilik yapmakta ve bu iyiliğin çarpan etkisiyle mümkün olduğu kadar çok insana dokunmasında...
Sadece Türkiye'deki çocuklar ve gençler değil, son yıllarda dünyadaki 1.2 milyar aç insan Betil'i sürekli farklı ve yeni projeler yapmaya itiyor. Bugün Toplum Gönüllüleri'nde çalışan 50 bin üniversite öğrencisi Türkiye'nin dört bir yanındaki 123 üniversitede tam 350 bin öğrenciye dokunuyor, onların hayatına yeni pencereler açıyor.
Üstelik bunu da bu yıl 12 milyon liraya ulaşan öyle çok da yüksek olmayan bir bütçeyle yapıyor.
Şeffaf ve hesap verebilir!
İbrahim Betil'in bankacılık geçmişinin de etkisiyle yaptığı işlerde 'hesap verebilir' olması, şeffaf olması, raporlamaya önem vermesi, sosyal projelere yönelen şirketleri de etkiliyor ve bir kere Toplum Gönüllüleri ile çalışan şirket ya da Sen de Gel ile Afrika'nın en aç, en fakir ülkelerinde yapılan projelere katkı yapan kuruluş bu desteklerini bazı istisnalar hariç sürdürüyor.
Betil ile İstanbul'da 5 yıldızlı bir otelde buluştuğumuzda kuşkusuz açlık projelerini dinlerken içinde bulunduğumuz tezatın da rahatsızlığını yaşadık. Tam da İbrahim Betil'in istediği şeydi bu. 'Ben' dedi, "Bir avuç pirinç pilavıyla tüm günü geçiren Gambiyalılarla günler geçirdikten sonra Türkiye'ye dönünce bir akşam yemeği için 80-100 lira veremeyeceğimi gördüm.
Gitmiyorum artık bu tarz yemeklere." Ardından da sohbet ettiğimiz odada bulunan sehpanın üzerine büyük bir tepside lapa gibi pirinç pilavı ve 'şanslı' olduğumuz için sayımız kadar kaşık geldi. 'İşte bu' dedi Betil, "Sadece bu kadar. Gambiyalılar senede sadece bir gün et yiyebildikleri için şükrediyor." İbrahim Betil, Afrika'da kişi başı 2 dolarla fakir hayatların nasıl da değişebileceğini hepimize gösteriyor. Bugüne kadar 200 bin kişinin faydalandığı hayvancılık ve balıkçılık projesine harcanan para mesela 400 bin dolar. Öyle güzel bir sistem kurmuş ki Sen de Gel, Gambiyalı köylüler aldıkları hayvanlar doğum yaptığı zaman yavrularını komşularına vermek zorunda. Dolayısı ile tüm köy birden kalkınıyor.
Projenin ilk ayağına destek veren kişi ve kuruluşlar arasında Coca-Cola da var. Betil şimdi Etiyopya'da da mikro kredi projeleri yapmak için hazırlık yapıyor. Şimdiden Yapı Merkezi ve Coca-Cola 'biz varız' demişler.
Daha da güzeli bu projeleri internetten araştırıp gören bir çok kişi bireysel yardımlarda bulunuyormuş.
Yeni bir yıla girme arifesinde hepimizi iyi hissettirecek, insan olduğumuzu hatırlatacak projeler ve hikayeler bunlar aslında. İyi ki İbrahim Betil gibi iyilikseverler var etrafımızda.