Bu ülkede çalışma potansiyeline sahip 27.5 milyon kadın olduğunu biliyor musunuz? Peki bu kadınların işgücüne katılması halinde Türkiye'nin refah seviyesinin katlanacağını ve daha zengin bir ülke olacağını söylesem ne yaparsınız?
Ne yazık ki bu gerçekleri benim bildiğim gibi yetkililer de biliyor ancak kadını işgücüne katma yolundaki çalışmalar çok ama çok yavaş ilerliyor.
TÜİK verilerine göre bugün çalışan kadın sayısı sadece 7 milyon. Üstelik kadınların işgücüne katılım oranı 1988'de yüzde 34'lerde iken, 2012 itibarıyla bu oran da yüzde 30.7'ye gerilemiş. Kadının önündeki engeller bir türlü kaldırılamadığı için büyük bir potansiyeli de kullanamıyor bu ülke.
O nedenle bu köşede sıklıkla kadını iş hayatına dahil etmeye çalışan projelere yer veriyorum. 'Fikrim Artık İşim' ismini taşıyan projeyi ilk kez geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde duydum. Güzel bir tesadüftü.
Coca-Cola Türkiye Başkanı Galya Molinas, İstanbul Ticaret Odası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice Güner Kal birlikte kadınları iş hayatına katmak için bir model üretmek üzere yola çıkmışlardı.
Başlangıçta seçilecek kadın sayısı 3 olarak duyurulunca bize çok az gelmişti ancak bugün gelinen noktayı başta Galya Molinas ve projede yer alan yetkili isimlerden dinleyince yakında çarpan etkisinin çok daha fazla kadının iş hayatına katılabileceğinin işaretlerini aldım. 4
yaşında bir kızı olan bekâr anne Selnur Aysever projeyi duyunca Ataşehir Belediyesi'nden, 11 yaşında bir kızı ve 16 yaşında bir oğlu olan bir başka bekâr anne Türkan Kanbur da Ümraniye Belediyesi'nden başvurmuş. Onların hikâyesine geçmeden şunu söylemek istiyorum ki projeye başvuran 250 kadın aday bir mülakatla 60 kişiye indirgenmiş ve onlara da Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi verilmiş. Aralarından belirlenen en iyi 10 iş fikrine sahip kadın ayrıca bir haftalık proje çalıştayına katılıp projelerinin atölye çalışmasını yapmış ve Selnur Aysever ve Türkan Kanbur, 50'şer bin liralık hibeyi alan iki kadın olmuş ama diğer proje sahipleri de seçilmeseler bile bu cesaretle dükkânlarını açmış, fikirlerini hayata geçirmiş. Yani küçücük bir destek bile kadınları iş hayatına kazandırmak için yeterli.
Proje birincilerine gelince... Selnur Aysever, 'Ekobüs' adını verdiği özel tasarımlı araç ile 2013'te Ataşehir'de ve sonra İstanbul'un çeşitli noktalarında organik ürün satışına başlıyor. "Aracı ilk başta ben kullanacağım. Benimle birlikte çalışacak kadınları da Ümraniye'deki kadın sığınma evinden seçeceğim" diyor. Heyecanını görmeniz lazım. Şimdiden başardığını düşünüyorum.
Türkan Kanbur da eve hapsolmuş kadınların sosyalleşmesinin önünü açacak bir proje yapmış. Alkolsüz karaoke kafe açıyor. "Kadınlar da eğlenmek istiyor ama gidecek yer yok" diyor. Kadınların ve isterlerse ailelerin rezervasyon yapıp gidebilecği karaoke kafe ilk şubesini Ümraniye'de açacak.
Müthiş değil mi? İki kadın ve iki güzel proje. Kadınların önü azıcık açılsın, azıcık desteklensinler bu ülke dünyanın en müreffeh ülkeleri arasına katılır. O kadarını söyleyeyim.