Kim ne derse desin dünyanın en güzel şehri İstanbul, modern sanat müzesiz herhalde yavan olurdu. Bunu sadece biz yani Türk gazeteciler söylemiyoruz. Bakın işte dünyanın sanat ajandalarına çoktan giren İstanbul Modern için son olarak Monocle dergisi "İstanbul'un en iyi müzesi" diye söz ediyor.
8 yıl önce Başbakan Erdoğan tarafından bu müzenin yolu açılmasaydı, sanırım Türkiye'deki çağdaş sanat bugün geldiği noktaya da kolay kolay gelemezdi. Her şeyden önce Başbakan Erdoğan'ın bu noktada hakkını teslim etmeli.
İstanbul Modern'in yarattığı farkı, sadece çağdaş sanata ve sanatçılara yaptığı katkıyı bir kenara koyarsak, benim için birçoğu gerçekten bu dünyaya çok uzak çocuklara yönelik yaptığı eğitim faaliyetlerinin büyük değeri var.
O nedenle benim de kaldığım ve İbrahim Öztürk'ün sahibi olduğu MM Proje'nin ana destekçi olduğu Gala Modern gecesinde; sırf o geceye özel olarak sanatçılar tarafından üretilen eserleri satın almak için yarışa giren müze dostlarını ayrı bir yere koyuyorum. Sanıyorum hepsi de biliyor ki verdikleri para son kuruşuna kadar eğitime harcanacak, o nedenle açık artırmada hiçbiri gönülsüz davranmadı.
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, bugüne kadar müzeyi 4 milyon 500 bin kişinin ziyaret ettiğini söylüyor. Ancak daha da önemlisi 8 yılda müzeyi dolaşan ve eğitim gören çocuk sayısının 475 bine ulaşması bence. Gala Modern geceleri sayesinde de 110 bin çocuğa sanat eğitimi vermiş müze.
Gördüğünüz gibi rakamlar hayli etkileyici. Gala Modern gecesine dönmem gerekirse; en çok etkilendiğim işlerden biri, sanatçı Koray Ariş'e ait 'Anahtar' adlı eserdi. Son dönemde sanat hayatına ciddi katkılar yapan ve aslında Gala Modern gecesi için arka planda çok çalışan, destek atan isimlerden biri; Galerist'in de sahibi olan Taha Tatlıcı idi. Tatlıcı beni o akşam da yanıltmadı ve müzeye desteği, Ariş'in eserine 120 bin lira vererek sürdürdü.
Ortağı Melkan Gürsel Tabanlıoğlu da ondan geri kalmadı ve her eseri olay yaratan Haluk Akakçe'nin maket bıçaklarını kullanarak yaptığı eserin 140 bin liraya sahibi oldu.
Rahmi Aksungur'un tik ağacından sarı Armut'u en son 150 bin liraya kadar çıkan Erol Tabanca'nın elinde kaldı. Ancak Tabanca bununla da kalmadı ve Osman Dinç'in 'İmkânsız Ev' isimli ilginç eserine de 70 bin lira vererek sahip oldu.
Arzu Başaran'ın cam silindire hapsedilmiş kırılgan kadını 50 bin liraya Özcan Tahincioğlu'nun, Burcu Perçin'in Sanayi Mahallesi'ndeki bir işyerinden söktüğü eski bir kapı üzerine yaptığı eseri 80 bin liraya Atilla Türkmen'in, Fatma Tülin'in Step Halı işbirliği ile özel olarak halı üstüne yaptığı eser Sani Şener'in eşi Asuman Şener'in ve MentalKLİNİK'in eseri 100 bin liraya çıkan Tamara Mansimov'un, Gülay Semercioğlu'nun 20 km tel kullanarak yaptığı eser ise geceyi de tasarlayan isim olan Cem Hakko'nun oldu.
Bence çok da iyi oldu. İstanbul Modern hepimizin. Her ziyaret ettiğimizde bize farklı pencereler açan, adeta soluk aldıran, olmazsa olmaz mekanımız. Bu müzeyi, herkesin böylesine kucaklaması, küçük büyük destek atması daha çok çocuğun sanat eğitimi alması, bu da Türkiye'nin daha çok gelişmesi demek.