Bu hafta İstanbul iş hayatında en çok bankacılar konuşuldu galiba. Hafta başı Harvardlı Prof. Josh Lerner'ı dinlemek üzere Turkcell'in toplantısında gittiğimde, Finans Bank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras'la sohbet etme fırsatı buldum.
O gün gazetelerde Aras'ın, bankacılar arasında yapılan tenis turnuvasında tenis oynarken bir fotoğrafı çıkmıştı. "Biliyor musunuz" dedi, "Bankacılık dışı faaliyetler insanın çok ilgisini çekiyor galiba."
Bu arada bu turnuva ilk kez düzenleniyor ve bir çok bankanın üst düzey yöneticisi katılıyor. Bankacıların kozlarını tenis kortlarında paylaşması güzel değil mi?
Dün de İstanbul'un popüler iş yemeği mekanında istifası finans çevrelerinde bomba etkisi yapan Tayfun Bayazıt'a rastladım. Bayazıt, bankanın genel müdürü Faik Açıkalın'la yemeğe gelmişti.
Koç Holding'in tepe yöneticilerinden birinin istifası kuşkusuz çok önemli. Bayazıt, hem Yapı Kredi'nin başındaydı hem de holdingte bankacılık ve sigortadan sorumluydu. Ne olduysa oldu ve önceki gün tüm görevlerinden istifa ettiği haberi geldi. Ben de Bayazıt'a hem hayırlı olsun dedim hem de 'Herhalde bir planınız var, değil mi' diye sordum. Halinden pek bir memnun görünen bankacı ketum davrandı ve 'Evet, bir planım var' diyerek şimdilik o planı açıklamak istemedi.