Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı'nın girişimiyle, önceki gün Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı Charles Dallara ile birlikte kahvaltı yaptık. Önce Dallara'dan dünya ekonomisinin durumunu dinledik, sonra karşılıklı soru cevap sohbet ettik...
Gazeteye dönerken yolda düşündüm ki bir yeni normalimiz de şu artık. Dünyanın önde gelen ekonomi otoritelerinden ABD ve AB'nin yaptığı hataları, içine düştüğü sıkıntıları dinleyip, her ne kadar cari açık konusuna dikkat edilmesi gerektiği söylense de Türkiye için bolca övgü ve aferin almak.
Charles Dallara'nın ekonomideki gelişmeler üzerine anlattıklarını birkaç gündür okuyorsunuz zaten. Ben size bugün hoşuma giden bir başka noktayı anlatmak istedim.
Tüm dünyadan 420 üyesi olan Uluslararası Finans Enstitüsü'nün 33 kişilik yönetim kurulundaki tek kadın üye Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer'miş. Tüm dünyada cinsiyet eşitliği konusundaki durumu göstermesi açısından önemli bir gösterge sanıyorum.
Dallara, kuşkusuz bunun bir seçim olmadığını, dünyadaki finans kuruluşlarının başında ne yazık ki çok kadın olmadığı için kendilerinin de kadın üyeleri olmadığını söylüyor. Neyse ki yakında kuruluşa bir kadın üye daha geliyormuş. 'Nerden' diye sordum, Dallara gelişmekte olan ülkelerden birinden olduğunu ancak şu anda ismi telaffuz edemeyeceğini söyledi.
IMF'nin başına da tarihinde ilk kez bir kadın başkan seçildi. Dallara, Fransa Maliye Bakanı Lagarde'in IMF'ye başkan seçilmiş olmasına pozitif bakanlardan. Lagarde'in hem siyaseti, hem ekonomiyi hem de finansı bilen biri olmasının farklılık yaratacağına inanıyor. 'Peki' diyorum, 'Bir kadın olması önemli mi sizce?' Dallara bu soruma, 'IMF'te 5 yıl çalışan biri olarak liyakatın ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Hepimiz liderlerden liyakat istiyoruz. Lider bu liyakata sahipse bir de kadınsa iki açıdan da olumlu' diye cevap veriyor.