Siyasetteki gelişmeleri bir yana bırakırsam, biz ekonomi yazarları için bu hafta dolu dolu geçiyor.
Önceki akşam Turkcell'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Harvardlı Profesör Scholl Lerner'dan girişimciliğe övgü dolu bir konuşma dinledik. Lerner, yeni kurulmuş şirketlerin nasıl da büyük istihdam yarattığını örneklerle anlattı ve eskiden koydukları 1 dolara karşılık 3 dolar geri alan ancak şu anda böyle bir durumun söz konusu olmamasına rağmen risk sermayesi şirketlerinin bu şirketlere yaptığı yatırımları "çılgınlık" olarak değerlendirdi.
Dün öğlen Garanti Bankası için gelen Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı Charles Dallara'ya kulak verdik. Dallara, global toparlanma sürecindeki risklerin ilk sırasına küresel enflasyonu koydu konuşmasında ve komşu Yunanistan'ın içine düştüğü durumun kritik önemine değindi.
Daldan dala atlıyorum ama bugün size İngiltere'nin bir önceki First Lady'si Cherie Blair ile buluşmamızdan söz etmek istedim.
Önceki gün, Cherie Blair ile TÜSİAD eski Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın evinde buluştuk.
Cherie Blair, Türkiye'ye Vodafone Vakfı'nın bir projesi için gelmişti. Bunu fırsat bilen Yalçındağ da Expo 2015 Milano Danışma Kurulu'ndan tanıdığı Blair'i evinde 5 çayına davet etmişti.
Böylece Tony Blair'in başbakanlığı döneminde mütevazı tavırlarıyla hepimizi hayran bırakan Blair ile yaklaşık 2 saat birlikte olma fırsatı buldum. Cherie Blair 2008'de kurdukları bir vakıf ile İsrail, Filistin, Mısır, Hindistan ve Kenya gibi ülkelerde kadına yatırım yapıyor ve böylece dünya sorunlarının çözümüne katkıda bulunmaya çalışıyor. O nedenle buluştuğumuz andan itibaren konuştuğumuz tek konu kadın oldu.
Ama ne yazık ki biz kadın gazeteciler Blair'le Türk kadınının durumu konusunda aynı fikri paylaşamadık. Çünkü Blair, dünyadaki kadının sorunlarına değinirken, "Türk kadınları çok şanslı" diyerek neden şimdiye kadar Türkiye'de hiçbir projenin içinde olmadığını açıklamaya çalıştı. Blair, Asya, Afrika ve Ortadoğu'da bugüne kadar 5 bin kadına elini uzattı. Blair, 2008'de kurduğu vakıf kanalıyla, kadınların iş kurması, eğitim ve teknolojinin yardımıyla girişimci kadınların önlerinin açılmasına çalışıyor.
İlginçtir, Endonezya'da, Kenya'da, Hindistan'da ya da Mısır'daki kadının sorunlarına vakıf olan Blair, Türkiye'deki kadına ilişkin istatistiklerden bihaber. Evet, haklı Türk kadını bölgede rol model olabilir ama bir yanıyla sadece bölgeye değil, dünyanın gelişmiş ülkelerine rol model olacak başarılı örnekler veren Türk kadınıyla ilgili genel istatistikler gelişmiş ülkelerin yanından dahi geçmiyor.
Bizler Blair'e Türkiye'de özellikle Anadolu'da kadının içinde bulunduğu şartlardan ve kadının iş gücüne katılım oranında OECD ülkeleri arasında nasıl sonlarda yer aldığından söz ettiysek de gördüğüm şu oldu. Dışarıdan Türkiye'ye bakıldığında Türk kadınının şartları iyi görünüyor!
Neyse ki Blair, bizim buluşmamızın akabinde dün Vodafone'un öncülüğünde Kadın Girişimciler Derneği ve Türkiye Bilişim Derneği tarafından hayata geçirilecek "mWomen Programı"na destek verdiğini açıkladı. Türkiye'deki kadın girişimciliğinin önünün açılmasına yardımcı olacak önemli bir proje. Cherie Blair, birçok ülke her ne kadar temiz suya ulaşma sıkıntısı çekse de dünyada internet erişiminin yüzde 90'ları bulduğunu ve örneğin banka işlemlerinin yapılmasını mümkün kıldığı için mobil iletişimin kadınların iş yapması için mucizevi önemde olduğuna inanıyor.