Konu ağız bakımına gelince tembellik kurbanı olan insanlardan biri misiniz? Belki zor, uzun bir gün geçirdiniz ve uykuya gitmeden önce dişlerinizi fırçalamak size zor geliyor ve fırçalamak istemiyorsunuz; belki de dişlerinizin sağlığına gerekli özeni göstermediğiniz için bundan sonra fırçalamanın bir faydası olmadığını düşünüyorsunuz. O zaman şimdi sizin için yazacaklarım ilginizi çekebilir; kendi sağlığınıza giden yolun ağız sağlığından geçtiğini anlamanıza ve bundan sonra daha dikkatli olmanıza fayda sağlayacaktır.
BAKTERİLER KALBE GİDEBİLİR
Ağız, içi vücudun en kirli bölgelerinden biridir. Ağız içinin, içinde bulunduğumuz gezegendeki insanlardan çok daha fazla bakteri barındırdığı söyleniyor, fakat bu açıklama size ne kadar inandırıcı gelir tahmin etmekte zorlanıyorum. Ağız içi doktorasını mikrobiyolojide yapmış bir diş hekimi olarak; ağız, bakteri bolluğuna evsahipliği yapıyor diyebilirim. Ağızdaki bakterilerin hepsi zararlı değildir, faydalı olanları da ağız içi dengenin sağlanmasında önemli rol oynar. Değişik türlerde bakterilere evsahipliği eden ağız boşluğunun bakteri dengesi değiştiğinde ağız içi hastalıklar baş gösterir. Oranların değişikliği genel sağlık problemleriyle ilişkilenir ve daha vahim problemlere sebep olabilir. Ağız boşluğundaki bazı bakterilerin diş eti problemlerinden dolayı artmasıyla kan dolaşımındaki bakteriler kalbe gidebilir ve kalp krizine neden olabilir.
HASTALIKLARA SEBEP OLABİLİR
Mikrobiyoloji alanında almış olduğum doktoranın konusu olan 'Ağız boşluğunun iltihabi hastalıklarının teşhis, tedavi ve önleme tedbirlerinin efektifliğinin yükseltmesinin mikrobiyolojik aspektleri' idi. Bu başlık adı altında yaptığım laboratuvar araştırmalarında; ağız içine implant yapıldığında, ortodontik tel takıldığında, diş eti problemleri arttığında, dişler üç gün fırçalanmadığında, normalde iyi geçinen farklı türdeki bakteriler birden oranlarının değişmesiyle, bazılarının sayılarının azalıp bazılarının artmasıyla hastalıklara sebep olabiliyorlar sonucuna ulaştım.
DİŞ İPİNİ İHMAL ETMEYİN
Bu problemleri önlemenin en kolay yolu günlük ip kullanımı, her gün en az iki defa diş fırçalamak ve en fazla 6 ayda bir diş hekimi kontrolüdür. Çok kullandığınız ağız gargaraları her ne kadar eczanelerde reçetesiz satılsa da, doktor kontrolünde kullanmanız faydalı olacaktır. Fazla kullanım faydalı bakterilerin de zarar görmesine, dilde ve dişlerde renklenmelere, tat kaybına, tansiyon problemi olan hastalarda sıkıntılara ve değişik problemlere sebep olabilir. Dişleri fırçalamama, kötü ağız hijyeni, hatalı protezler, diş taşları, diş eti problemleri; bakteri sayısını artırır. Diş eti hastalığı, mevcut bir sağlık sorununu karmaşık hale getirebilir ve yeni bir sağlık sorunu ortaya çıkarabilir. Bunların haricinde kötü bir gülümseme ve ağız kokusu ortaya çıkaracağı için sizi ve çevrenizi etkileyen bir sosyal problem olarak devam eder. Ağız bakımını yapmayan kişilerin ortaya çıkardığı problemler diğer bireyler tarafından kolayca teşhis edilebiliyor. Sadece birkaç gün fırçalanmayan dişlerdeki diş plaklarının sarı görüntüsü, dışarıdan belli olur. Kötü nefes adını verdiğimiz ağız kokusu da bununla beraber devam eder. Kötü ağız hijyeninin devam etmesi, diş plaklarının etkisiyle diş etlerinin iltihaplanmasına ve enfeksiyona yol açar.
AĞIZ KOKUSUNU TEDAVİ ETTİRİP DİŞLERİNİZİ BEYAZLATIN
Periodontal hastalıklar ve ağız bakterileriyle bağlantılı sağlık sorunlarıyla mücadelenin en iyi yolu, iyi bir ağız hijyenine sahip olmaktır. Diş ve diş etlerinizi hastalıktan uzak tutmak için ağızda bakterilerin kaynağı olan plak oluşumunun engellenmesi gereklidir.
Dişlerinizi günde en az iki kere fırçalayın, düzenli olarak diş ipi kullanın.
Sizin için uygun olan diş fırçalama, ara yüz fırça kullanımı ve diş ipi kullanımını diş hekiminizden öğrenin.
Her fırçalama tekniği sizin için uygun olmayabilir.
Ayrıca muayeneleriniz ve temizlik işlemleriniz için diş hekiminizi yılda en az iki kere ziyaret edin.
TEDAVİDEN KAÇMAYIN
Eksik dişlerinizi tamamlatın. Unutmayın, hiçbir şey kendi dişinizin yerinin tutmaz. Kendi dişinizi kaybettiğinizde sağlam dişlere dokunmadan eksikliği gidermenin en ideal yolu implant uygulamasıdır.
Gömük ve kırık köklerinizi hekiminizin de görüşlerini alarak çektirin.
Taşkın, kırık, altı çürümüş dolgularınızı tedavi ettirin, hatalı ve eksik kanal tedavilerinizi tekrarlatın, yenileyin.
Diş etine aşırı basan ve kanamaya sebep olan kaplamaları değiştirin.
Ağız kokunuzu tedavi ettirin, dişlerinizi beyazlatın ve hayata güzel gülümseyin.
DİŞ ETİ ENFEKSİYONU DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIĞI SEBEBİ
Normal hamilelik süreci olan 40 hafta tamamlanmadan, 37 haftadan önce gerçekleşen doğumlara premature doğum denir. Gelişmiş ülkelerde yıllık doğumların yüzde 10'u erken doğumdur ve düşük ağırlığa sahip bebekler dünyaya gelir. Anne karnındaki bebek (fetus), rahim içinde amniyon sıvısı denilen bir sıvıda büyür ve fetusun başta oksijen olmak üzere her türlü gereksinimi ve beslenmesi plesenta aracılığı ile olur ve atıklar yine plasenta aracılığı ile atılır. Yani fetusun beslenmesi kan dolaşımı aracılığı ile olmaktadır. İşte plasentayı da etkileyecek kan dolaşımındaki sorunlar, annedeki bazı problemler, fetusun içinde bulunduğu rahimdeki bozukluklar ya da fetusun kendisine ait hastalıklar, zamanından önce doğuma (prematüre) neden olabilecektir. Diş eti enfeksiyonlarında yer alan iltihabi mediatörlerin kan dolaşımına katılması fetus-plasenta ünitesi için tehdit oluşturur. Yapılan araştırmalarda, orta ve ileri derecede diş eti iltihaplı annelerde şu problemlere rastlanmıştır: 1-Erken doğum ve düşük doğum ağırlığı 2-Yetersiz fetus büyümesi 3-Pre-eklemsi 4-Anne karnında bebek ölümü