Tektaşlar mutluluğa açılan küçük parıltılardır, bir kadın için tektaş pırlantanın önemi oldukça derindir. Hayatta bir kez alınıp ömür boyu takılacak, eşinizin size verdiği değeri sembolize eden aksesuvarınızdır. Pırlanta taşlar dünyada eşi benzeri olmayan değerli taşlardır. Bu da tektaş yüzüğün önemini daha da artırmaktadır.
TAŞ BÜYÜKSE KOKU DA ARTAR
Tektaş yüzüğün anlamı 'Benim için tek ve benzersizsin ve hep öyle olacaksın' demektir. Pırlanta, saf sevginin ve beklentisizliğin sembolüdür. Tektaşın sevgiyle bağdaşan yanı en saf mücevher olmasından kaynaklıdır. Sevdiğiniz kişiye, 'Sonsuza kadar benimle birlikte olmanı istiyorum' der ve antik çağlarda yaşayan Mısırlılar'dan kalma inanışla kalbe giden damarların bulunduğu sol el yüzük parmağına değerli hediyenizi sunarsınız. Mitolojide aşk tanrısı Eros'un taşıdığı okların ucunda elmas olduğuna ve pırlantanın da kalpleri çalmak için en ideal araç olduğuna inanılmaktadır. Tektaşınız ne kadar büyük olursa karşı tarafı o kadar çok mutlu edersiniz. Ama diş taşınız için aynı şeyi söyleyemeyiz. Diş taşınızın fazlalığı ve büyüklüğü, ağzınızda daha fazla problemin olduğunu gösterir ve daha fazla ağız kokusuna sebep olur.
KABİN GÖREVLİSİNİN AĞIZ KOKUSU...
Dişleri eksik biriyle hayatınızı devam ettirebilirsiniz, gezebilirsiniz, uyuyabilirsiniz, aynı odada saatlerce sohbet edebilirsiniz, konuşabilirsiniz ama ağız kokusu olan biriyle bunların kaçını yapabilirsiniz? Hadi diyelim bir saat sohbet edebildiniz, sizce devamı gelir mi; ikinci, üçüncü, dördüncü gün? Geçenlerde yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Bir yurt dışı seyahati yaptım ve biletimi business class olarak aldım. Uçuş başladıktan sonra yanıma yaklaşarak kibar ve nazik bir şekilde ismimle hitap edip ne yemek istediğimi sordular. Kabin görevlisi çok kibardı ama maalesef çok ağır bir ağız kokusu mevcuttu; inanın çok rahatsız oldum. Kendisini de üzmemek adına teşekkür ettim, bir şeyler yiyip içmeyeceğimi söyledim, sadece dinlenmek istediğimi söyleyip hiçbir şey sorulmamasını rica ettim. Lütfen sizlere abartılı gelmesin, yan tarafımdaki yolcuyla konuşurken bile koku beni rahatsız ediyordu. Ağız kokusu olan kişilerle aynı odada kaldığımızda oda kısa sürede ağır bir koku almaya başlar. Siz yavaş yavaş alışır ve rahatsız olmazsınız ama o esnada dışarıdan kapıyı açan birisi, 'Burası çok ağır kokuyor, nasıl duruyorsunuz?' der.
YILDA BİR MUAYENE YAPILMALI
Uçak firmasının yönetim kurulu üyelerinden biriyle konuyu paylaştım ve en azından senede bir diş hekimi muayenesinin ve özellikle ağız kokusu tespitinin yapılmasının öneminden bahsettim. Büyük bir olgunlukla karşılayıp gündeme alacaklarını söylediler. Uçuşumun yeri, tarihi ve personelin ismi bende saklı kaldı. Şunu da ek olarak söylemekte fayda görüyorum; bireylerin çoğu kendi ağızlarının koktuğunun farkında değil. Evet, bu bir uçuştu ve üç saat sonra sona erdi. Bu uçuş esnasında yanımıza iki kere, en fazla üç defa yaklaştı ve bu kadar rahatsız olduk. Aynı durumu evli çiftlere getirelim... O güzel düğünlerle, tektaşlarla başlayan bu evlilik, ağız kokusu nedeniyle sonlanırsa? Diş plağı; dişlerimizin üzerinde ve dişeti çizgisi boyunca sürekli oluşan dişe yapışan bir bakteri tabakasıdır. Bu plaklar mikrobiyolojik olarak incelendiğinde içeriğinde diş çürümelerine ve dişeti problemi yaratan bakterilere rastlanır.
ZAMANINDA MÜDAHALE ÖNEMLİ
Diş plakları; düzenli fırçalama ve diş ipi kullanımı ile temizlenmezse bu biriken plaklar sertleşerek diş taşına dönüşür. Diş taşı; dişinizin üzerindeki mine tabakası üzerine yapışan dişeti çizgisinin altında da sıklıkla yapışmış şekilde görülebilen kireçlenmiş, başka bir deyişle sertleşmiş plaktır. Diş taşının büyüklüğü ağız içi probleminin de büyük olduğunu gösterir. Sağlıklı diş etinden hasta, iltihaplı diş etine geçiş normal bir insanda çok hızlı olmaz; genellikle geniş zamana yayılan, belirtiler gösteren bir süreçtir. Bu belirtileri göz ardı etmez ve tedavi yoluna giderseniz iltihap ilerleyip diş kaybına, apse oluşumuna kadar uzayan bu süreci durdurabilirsiniz.
AĞIZ KOKUSU SİZİ MAHCUP ETMESİN
Ne kadar yakışıklı, ne kadar güzel, ne kadar güzel giyinen, pahalı parfümler kullanan, en güzel arabalara binen, pahalı takılar, saatler kullanan biri olursanız olun; tüm bunları sıfır ile çarpıp bir anda hepsininin değerini sıfıra düşürecek sosyal bir problemdir ağız kokusu.
Ağız kokusu pek çok durumda bulunduğunuz ortamda hem sizi, hem de çevrenizdekileri rahatsız eder. Amerikan Dişhekimleri Birliği, halitosis olarak bilinen ağız kokusu oranını yüzde 50-65 arası olarak açıklamıştır. Peki dişlerinizi fırçaladığınız halde ağzınız hâlâ kokuyor mu? İşte ağız kokusunu önlemek ve gerekli tedbirleri almak için yapmanız gerekenler:
Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamanıza, diş ipi kullanmanıza rağmen eğer hâlâ ağzınız kokuyorsa; bu ağız kokusunun bir hastalığın habercisi olabileceğini unutmayın.
Ağız kokusuna dişler ve bademciklerin yanı sıra vücuttaki başka bir hastalık da neden olabilmektedir.
Diş ve diş etleri, bademciklerin çukur olması, dilin tüylü olması, tümörler, diyabet, mide ve bağırsak hastalıkları da ağız kokusuna neden olabilir.
SOSYAL HAYATI ETKİLİYOR
Ağız kokusu sosyal bir olaydır ve bazılarının odasına bile giremezsiniz. Ağzı şiddetli kokan kişilerin yanına bir metre yaklaşamazsınız. Bunlar, aile hayatını yıkan durumlardır. Önce diş hekimine, sonra kulak-burun-boğaz doktoruna gidilmeli, tedavi olunmalı. Koku yapacak tüm etkenler ortadan kaldırılmalıdır.
UYGUN DİLLE SÖYLENMELİ
Ağzı kokan hastalar bunun farkına varamadığından durumun uygun dille anlatılması gerekmektedir. Bu durum, eşini, çocuklarını, çalıştığı iş yerindeki arkadaşlarını rahatsız edebilir. Ağız kokusu sosyal hayatı etkiler. Ağız kokusunun sosyal yönü çok önemlidir. Aile içi huzursuzluklara, boşanmalara, toplumdan dışlanmaya, hatta işten atılmalara kadar gidebilir. Ağız kokusu kişinin kendi işini de etkiler. Ağzı kokan biri kuaföre, berbere, doktora gitmez. Bazı ağız kokusu türleri, örneğin sabah ortaya çıkan ağız kokusu; normal kabul edilir ve genellikle de bu durum herhangi bir sağlık sorunu ile ilgili değildir.
Tektaş ile evlenip diş taşıyla boşananlardan olmamanız için diş hekimi kontrollerinizi ihmal etmemelisiniz.
