Demokrasi paketine "İçinden kol saati çıktı" diyen yazar da, "30 Eylül devrimi" diye manşet atan gazete de yanlı davranıyor.
Kamuda başörtüsü yasağının kalkması az şey mi?
2008'de, üniversitede başörtüsünü serbestleştirmeye yönelik anayasa değişikliği, neredeyse AK Parti'nin kapatılmasıyla neticelenecekti. Andımızdan vazgeçilmesi de, hiç küçümsenmeyecek bir adım. Birkaç sene önce olsa komutanlar peş peşe nutuk atarlardı.
Ya Kürtçe anadilde eğitim? "Neden devlet değil, özel okul?" diye sorabilirsiniz ama bunu bir geçiş süreci gibi telâkki etmek gerekir. Hem bu şekilde ihtiyaç daha iyi anlaşılacak ve noksanlar varsa, zaman içinde altyapı tamamlanacaktır.
Buna mukabil paketteki birçok düzenleme, fiili durumun yasallaştırılmasından ibaret: Kürtçe siyasi propaganda, eski yerleşim yerlerinin isimlerinin ihyası, Q, W, X harflerinin yasağının kalkması vs... Mor Gabriel Manastırı'nın iadesi de, demokrasi çıtasının yükseltilmesi olarak değerlendirilemez; daha ziyade hak gaspının sona erdirilmesidir.
Kaldı ki önemli eksikler var:
Heybeliada Ruhban Okulu neden hâlâ açılmadı? Eğer, bir mütekabiliyet söz konusuysa, Batı Trakya Türklerinin müftü seçmesi ve Atina'da bir cami yapılması bekleniyorsa, kabul edilemez bir tutum.
Zira bir hakkın teslimi, mütekabiliyet esasına bağlanamayacağı gibi, söz konusu olan bizim Rum asıllı vatandaşlarımızdır. Yabancı bir ülkenin (Yunanistan'ın) kendi vatandaşlarına (Batı Trakya Türklerine) adil davranmaması, onu örnek almamızı gerektirmez.
Paketteki önemli noksanlardan biri, Alevilerin yok varsayılmasıdır.
Üstelik bu hususta kendisine soru soran gazetecilere, Erdoğan, "Beklentilerin sonu gelmez" demek suretiyle, olumsuz bir hava yansıtmıştır.
Demokrasinin olmazlarından biri olan siyasi partilerin yapısının demokratikleşmesi hususunda da hiçbir adım atılmadı. Oysa lider sultasına son verebilmek için buna ihtiyaç var. Üstelik bu adımı Tayyip Erdoğan daha kolay atabilir.
Zira 2014'te cumhurbaşkanlığına aday olacak; partiyi bırakacak.
Kendisinden sonra gelenlere, rekabetçi, dolayısıyla daha demokratik bir yapı teslim etmek istemez mi?
Hem olumlu yönleri, hem de önemli eksiklikleri bulunan bu paket, ne yerden yere vurulmayı hak ediyor, ne de göklere çıkarılmayı.
Ama tabii ki, müspet bir adım. Yarınlara yönelik bir umut.