Türkiye, AB yolunda "engelli bir koşu" yürütüyor. Egemen Bağış'ın Fransa'ya giderken uçakta anlattıklarını dinleyince, bunu bir kere daha idrak ettim. 8 fasıl, Konsey kararıyla açılamıyor. 6 fasılı, Kıbrıs Rum kesimi tek taraflı olarak engelledi. 5 tanesi de, Fransa'nın vetosuna takıldı; bir hafta önce, Fransa, 1 fasılın açılmasına izin verdi. Ayrıca, Kıbrıs Rum kesimini tanıma anlamına geleceği için, Türkiye'nin ek protokolü imzalamaması yüzünden, 33 fasılın -açılsa da- kapanmasına Konsey müsaade etmiyor. Fransa'nın tek bir fasılda vetosunu kaldırması, ancak sembolik bir değer taşıyor. Zaten bu yüzden, Egemen Bağış, "Tek fasıl açıldı diye, Türkiye fasıl eğlencesi yapacak değil. Bunu önemsiyoruz ama yeterli görmüyoruz" diyor.
Egemen Bağış'a "Bütün engeller kalksa, ne kadar zamanda AB'ye girmeye hazır oluruz?" diye sordum.
- 33 fasıl var; 13 fasılı açtık. 17'si üzerinde engel var. 2.5 yıldır hiç fasıl açılmamıştı. Fransa birinden vetosunu çekti. Ama engeller toptan kalksa, 18 ayda, açılan 13 fasıla ilave olarak 15 fasıl daha açarız; toplam 28 eder. Bunun 17-18'ini kapayabilecek durumdayız.
Bağış, Letonya Cumhurbaşkanı ile bir konuşmasını bizlere hatırlattı: "Avrupa Birliği üyeleri arasında uzlaşı olursa, ince eleyip sık dokumadan sizi alırlar. Ama anlaşma sağlanamazsa, salatalığın boyunu bile mesele yaparlar."
Biraz iç politika da sorduk. İstanbul Belediye Başkanlığı için adı geçiyor Bağış'ın ama ser verdi sır vermedi. Sözü CHP'ye getirdi. Mustafa Sarıgül'ün İstanbul'a aday olma ihtimali var mıydı? Egemen Bağış, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sıkıntıda olduğuna dikkat çekti. "Sarıgül'ü aday yapsa, ileride Genel Başkanlık elden gidebilir. Aday yapmasa, bu defa, Sarıgül kahraman olur" dedi.
Bir grup gazeteci, Egemen Bağış ile birlikte yollara düştük. Gülay Göktürk, Akif Beki, Eyüp Can, İsmail Küçükkaya...
Halimizden yakınacak değiliz. Zira Egemen Bağış, sabah saat 8.30'dan itibaren -kahvaltıdan akşam yemeğine kadar- önemli temaslarda bulunurken, bizler, Paris'in güzelliklerini keşfe çıktık. Daha sonra, görüşmelerin sonuçlarını Egemen Bağış'tan dinleyip, sizlerle paylaşacağız.
AB'den sorumlu ayrı bir bakanlık ihdas edilmesi, Türkiye'nin Birliğe verdiği önemi gösteriyor. Egemen Bağış, 160 dış seyahatinin 131'ini AB ülkelerine yapmış. "Taşı delen suyun şiddeti değil, damlaların sürekliliğidir. Biz AB'nin direncini, yaptığımız reformlarla kırdık; kırmaya da devam edeceğiz" diye konuşuyor.
Türkiye, Batı ile birlikte önem kazanıyor. Bağış, bu hususa da dikkat çekti: "Türkiye bir köprü diyoruz. Batı ayağı olmasa köprüden söz etmek mümkün mü? Arada pürüzler var diye, AB'ye sırtımızı dönecek değiliz."
"Ekonomik kriz, Avrupa Birliği'nin önemini azalttı mı?" sorusuna ise, 2 örnekle cevap verdi: "Almanya'nın ihracatı, bizim 2023 hedefimizin 3 misli. Ve krizde denilen Yunanistan'ın milli geliri, bizim milli gelirimizin 2 katı."
Daha gidecek uzun bir yol var... Engelli bir koşu... Ama Türkiye'nin, genç nüfusu, büyüyen ekonomisi ve istikrarlı siyasi tablosuyla aradaki mesafeyi kapatacağına, bir gün Batı standardında bir demokrasiyi yakalayacağına eminim.
Durmak yok, yola devam...