Bir gün çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Çiftçi hayvanın yaşlı olduğu düşüncesiyle onu kuyudan çıkarmaya yeltenmez bile. Ama anırıp durduğu için üzerine toprak serpmeye başlar. Hatta bütün komşuları yardıma çağırır. Her biri, ellerinde kürek, kuyuyu toprakla doldurmaya gayret eder. Eşek birden anırmayı keser; herkes şaşkın kuyuya koşar. Gözlerine inanamazlar... Zira hayvan sırtına düşen her kürek toprakla yukarı çıkmasına yardım edecek bir basamak hazırlamaktadır. Sonunda kuyunun tepesine ulaşır ve koşarak uzaklaşır.

Hayat üzerinize hep toprak atacaktır. Sizi çökertmek gayesiyle pislikler yapıştırmak isteyecektir. Kuyudan çıkmanın sırrı, silkelenip, bir adım yükselmektir. Sıkıntılarımızın her bir parçası bir adımda aşılır. En derin kuyulardan bile, yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.
(Veysel Eroğlu'na teşekkürler)

Kalbinizi nefretten arındırın; affedin.
Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın; zira çoğu temelsizdir.
Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
Daha çok verin, daha az bekleyin.

Sizdeki 3 şeyi görebilen birisine güvenebilirsiniz:
1) Gülüşünüzün ardındaki kederi,
2) Öfkenizin ardındaki sevgiyi,
3) Sessizliğinizin ardındaki sebebi.