Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Uzun Hikâye

Mustafa Kutlu'nun "Uzun Hikâye" isimli eseri, Osman Sınav tarafından sinemaya uyarlandı. Kaçırılmaması gereken çok güzel bir film. Sanatçılar özenle seçilmiş; her biri rolünü başarıyla oynuyor. Acıklı olmasına acıklı ama, hemen başka alemlere akıp gidince, tıpkı insan hayatı gibi o acılar geride kalıyor, yeni bir umutla, yeni fasıllar açılıyor önünüzde. Ve en kötü durumda bile, Kenan İmirzalıoğlu'nun yüzünden kaybolmayan gülümsemesi... Küçük yaşta dedesiyle birlikte Bulgaristan'dan göç eden Ali (Kenan İmirzalıoğlu), delikanlılık çağlarında Eyüp'ün yazlık sinema işletmecisinin kızı Münire'ye (Tuğçe Kazaz) sevdalanıp, onu kaçırır. Filmin ilk başlarında birbirine düşkün karı koca ve onların sevdalarında huzur bulan oğulları Mustafa'yı görüyoruz. Gelişmeler bu küçük ve huzur dolu dünyayı yıkacaktır. Ali, eşitlik ve adalet tutkusu yüzünden sürekli çevresiyle ihtilâfa düşecek ve hiçbir yerde dikiş tutturamayacaktır. Uzun Hikâye, bir yönüyle de, baba ile oğlun hikâyesi. Gün gelip, Mustafa'nın babasının kaderini yaşadığına şahit oluyoruz. Ali'nin hâkim karşısında sarf ettiği söz, herkesin kulağına küpe olsun: "Kaderin yayı kurulu durur savcı bey... Zamanı gelince boşalır derler. Gün ola devran döne. Sen daha dur."
Gerisini ben anlatmayayım; "Kaçırılmaması gereken bir film" deyip burada durayım.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA