5 yaşındaki çocukların da ilköğretime başlaması, hem okullarda bir yığılma yarattı, hem de tartışmayı alevlendirdi. Eğer, o yaştaki çocuklar için anaokulu seferberliği başlatılsaydı, aynı yük karşılığında, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer bu defa alkış alacaktı. Aslında hafızalarımızı tazelersek, 5 yaş meselesi AK Partili milletvekillerinin teklifiyle gündemimize girdi. Dinçer durumu biraz düzeltti; 5 yaş (60 ay) ilâ 66 ay arasında, velileri, çocuklarını okula gönderip göndermemekte serbest bıraktı. Esasında, eğitim yaşı sadece 3 ay erkene alınmış oldu. (Yıl sonu itibarıyla 72 ayını değil, 69 ayını dolduranlar ilköğretime başlama mecburiyetinde.)
Kimisi konuyu ideolojik tartışma zeminine çekti. Oysa bu gibi meselelerde ferdi hareket etmek gerekir. Özellikle birinci sınıftaki eğitimin kısmen anaokulu düzeyine getirileceği düşünüldüğünde, 5 yaşından itibaren okula başlatmak sakınca yaratmayabilir. Zaten anaokullarında okuma yazma öğreniliyor. Hatta birçoğumuz okula başlamadan çocuklarımıza okuyup yazmayı kendimiz bile öğretiyoruz.
Keşke işe, yaş konusunda tartışma doğurmayacak bir şekilde başlansaydı. Meselâ seçmeli ders konusu, yabancı dile ağırlık verilmesi, zaman içinde ücretli öğretmen uygulamasının sona erdirilip, öğretmen kalitesinin yükseltilmesi, sınıfları daha tenha hale getirme niyeti, liselerin seviyesinin eşitlenmesi gibi hedefler, -eğer gerçekleştirilebilirse- memnuniyet verici.
Uygulamayı görelim, sonra değerlendirelim diyorum.