İlker Başbuğ'a ve diğer komutanlara "terör örgütü üyesi" denilmesini hiçbir zaman doğru bulmadım. "Siyasete müdahale, darbe teşebbüsü" gibi tanımlar daha uygun olabilir.
Bana göre, İnternet Andıcı tek başına suç teşkil etmez. Çünkü Genelkurmay'ın, internet sitesi açma yetkisi var. Ama gelişmeleri belirli bir zaman dilimi içinde incelediğimizde, bazı tuhaf noktalar göze çarpıyor. İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olmadan önce, çok sayıda internet sitesi yayındaydı. Genelkurmay Başkanlığı'nın psikolojik harekâtı yürütmek üzere 35 adet, irtica. org, naksilik. com, pkkgercegi.net, armenianreality. com, hepimizturkuz. org, greekmurders. net, pontuslu. com gibi isimler taşıyan siteler kurduğu haberi Şubat 2009'da Taraf'ta yayınlandı. Bunun üzerine, bu sitelerin tümü kapatıldı. Dolayısıyla, İlker Başbuğ'un "O siteleri ben kapattım" savunması yerindedir. Ama o siteler kapatıldıktan sonra, arşivler Genelkurmay'ın bilgisayarlarında muhafaza ediliyordu. 12 Haziran 2009'da Taraf, bu defa İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı yayınlayınca, kara propaganda sitelerinin arşivleri de dahil, Bilgi Destek birimindeki bütün bilgisayarların içerikleri geri gelmeyecek şekilde silindi. Kuşku uyandıran birinci nokta bu.
Taraf'ın haberinden sonra internet sitelerinin İlker Başbuğ tarafından kapatıldığını söyledim. Ama Başbuğ'un talimatıyla, yeniden 4 site kuruldu. İşte İnternet Andıcı diye yargıya intikal eden belge, bu sitelerin kurulmasına ilişkin. O 4 site de faaliyete geçmedi. Demek, hem Genelkurmay Başkanlığı internet sitesi kurmaya yetkili, hem de siteler faaliyete geçmedi. Bu durumda, Başbuğ "Neden suçlanıyorum?" diye sorabilir. Ama dedim ya, büyük fotoğrafı görmek lâzım: Aralık 2010'da, Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki aramalar sırasında "Proje" isimli bir dijital belge ortaya çıkmıştı. Proje'de, "Gri ve kara propaganda yöntemleri kullanabilecek nitelikte sanal ağ siteleri kurulacak. İnternet siteleri, güvenilir kişiler üzerinden uygun personel tarafından oluşturulacak ve kurum riske atılmayacak" deniliyordu. Bir yandan eski internet siteleri kapatılırken, tıpkı Proje'de öngörüldüğü gibi, bunların yerine, Bilgi Destek Dairesi'nde görevli olan şube müdürleri üzerine, onların kredi kartlarıyla 4 yeni site oluşturuldu. Kuşku uyandıran 2. nokta, eskiler kapatılırken, yeni sitelerin, Proje'de öngörüldüğü gibi kurulması.
Söz konusu Proje belgesi, Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı söylenen İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın taslak metni gibiydi. Sadece internet sitelerinin kurulmasını öngörmüyor, AK Parti ve Gülen Cemaati'ni hedef alıyordu. Tıpkı İrtica ile Mücadele Eylem Planı gibi. Bu Eylem Planı'ndan birkaç cümle: "Işıkevi baskınlarında silâh, mühimmat, plan bulunması sağlanarak FG grubu, Fethullahçı silâhlı terör örgütü kapsamına aldırılacak. AKP mensubu kilit haberleşmeciler tarafından kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılacak. Bu parti içinde ciddi bölünmeler yaşanıyor algısı sağlanacak. AKP'lilerin lüks yaşamlarından taviz vermedikleri yönünde haberler yaptırılacak; bunun İslâm anlayışıyla çeliştiği anlatılacak."
Dursun Çiçek imzalı İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla İlker Başbuğ'un irtibatının olup olmadığı da herhalde araştırılacak.
Bir yandan 4 internet sitesi açılırken, bir yandan da İrtica ile Mücadele Eylem Planı hazırlandıysa, "Burada iktidarı yıpratma hedefi var" denilebilir. Kuşku uyandıran 3. nokta da, Eylem Planı ile internet siteleri arasındaki muhtemel bağlantı.