Yeni Anayasa metnine göre, genelkurmay başkanlarının Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmaları gerektiği kanaatini taşıyordum.
Bazı görüşler, bu düşüncemin sarsılmasına yol açtı. Görevinden kaynaklanan bir yetkiyi kullanması sırasında suç işlerse, kuvvet komutanları ve genelkurmay başkanı açısından, Anayasa Mahkemesi yetkili. Söz gelimi, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet irtikap bu kapsama giriyor. Yolsuzluk yapmak memurun görevi değil ama görev alanına giren bir faaliyette bulunurken bu suçu işliyor. Oysa hükûmeti kara propaganda ile yıpratmak, siyasi istikrarı sarsacak eylemlerde bulunmak, Genelkurmay'ın görev tanımı içinde yer almıyor.
12 Eylül 2010 referandumunda Anayasa'nın 145. maddesinde önemli bir değişiklik yapıldı ve "Devletin güvenliğine, anayasal düzene karşı suçlara ait davalar, adliye mahkemelerinde görülür" denildi.
Anayasa'nın 148. maddesi ise, kuvvet komutanlarıyla genelkurmay başkanlarının görev suçları nedeniyle, Yüce Divan'da yargılanmalarını öngörüyor. Yorum yapanların kimi 145'e, kimi 148'e dayanıyor. Bir hatırlatma: 148. maddeden hareketle, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek, -Balyoz davasından- Yüce Divan'da yargılanma talebinde bulunmuşlar ama bu istekleri Özel Yetkili Mahkeme tarafından kabul görmemişti.
İlker Başbuğ için, bakalım mahkemeden görevsizlik kararı çıkacak mı?