Adalete güvenim devam ediyor. Bu itimadı sarsacak ufak tefek gelişmeler olsa dahi, sonucun değişmeyeceğine inanıyorum. Mahkemede, şüpheliler şu hususlara cevap vermeye çalışacak:
1) Almanya'daki Deniz Feneri'nin parasıyla, ortak oldukları bir şirketin üzerine binalar alındı mı? Bu binalar teminat gösterilerek, gemi satın alındı mı? Gemi satın alınırken, Almanya Deniz Feneri kaynakları, -sonradan iade edilse bile- kredi olarak kullanıldı mı?
2) Almanya Deniz Feneri muhasebesine paralel, niçin gayriresmi ikinci bir muhasebe tutuldu? Ya da tutulmadı mı?
3) Almanya Deniz Feneri'nde para açığı meydana çıkınca, fakir ilmühaberiyle dar gelirli oldukları belirlenen kişilere yardım yapılmış gibi sahte evraklar tanzim edildi mi? Ya da bu gelişmelerden, şüphelilerin haberi yok muydu? Böyle bir davanın üzerinin kapatılabileceğini sanmıyorum. Zira önemli deliller var. Ama bizde tutukluluğa öylesine alışılmış ki, kişiler tahliye edilince, beraat etti sanılıyor. Oysa doğru olan yapıldı. Keşke diğer bazı tutuklular da tahliye edilse. Birileri serbest bırakılırken, çok daha hafif iddiaların muhatabı olanların hâlâ cezaevinde tutulmasını yanlış buluyorum. Özellikle meslektaşlarımızın bir an önce tutuksuz yargılanmasını diliyorum.