Bu hafta sonu Ayvalık'taydım. Artık geleneksel hale gelen "Zeytin Hasadı"nda. Üreticiler yıllardır panellerde dertlerini dile getiriyorlar; bu şekilde, birçok sorunu aşmayı başardılar. Meselâ geçen sene, madencilerin zeytin ağaçlarını keserek, bölgede altın arayacakları endişesini yaşıyorlardı. Şimdilik bu girişim durdu.
Bir zamanlar, "coğrafi işaret" dertleri vardı: "Zeytinyağı hangi bölgeden elde ediliyorsa, o yörenin işaretini taşımalı" diyorlardı. Ayvalık, haksız rekabete karşı bu işareti alabildi. Artık, ürettikleri zeytinyağının ambalajında "Ayvalık" yazıyor.
"Türkiye'de bu kadar önemli mesele varken, zeytinyağı da neyin nesi?" diyebilirsiniz. Haklısınız... Ama hayat devam ediyor. Hele binlerce yıl yaşayabilen zeytin ağacının hayatı. Kestikçe genç filizler veriyor bu ağaç ve sürekli tazeleniyor; Anadolu'da 6 bin yıldır yaşayan zeytin ağaçlarına rastlayabiliyorsunuz. Zaten bu yüzden Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer, her yıl aynı güzel temenniyi dile getiriyor: "Zeytin ağacı gibi uzun ömürlü... zeytin tanesi kadar bereketli... zeytinyağı gibi sağlıklı bir hayat dilerim."