Hükümet ile yargı organları, doktorların tam gün çalışması konusunda ihtilâfa düştü. Anayasa Mahkemesi, kamudaki doktorların muayenehane açamayacağı ve bir başka özel sağlık kuruluşunda çalışamayacağı hususuna dokunmadan, sadece üniversite öğretim üyelerine getirilen kısıtlamayı iptal etmişti. (16 Temmuz 2010) Bir başka ifadeyle üniversitelerin tıp fakültesinde görevli öğretim üyelerinin, mesai dışında, özel muayenehanelerde hasta bakmalarına ya da özel hastanelerde ameliyat yapmalarına cevaz verilmişti. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına rağmen, Danıştay 5. Dairesi, kamu hastanelerinde çalışan diğer doktorların da muayenehane açabileceği kararını verdi. (7 Nisan 2011) Bunun üzerine hükümet, 26 Ağustos'ta kanun hükmünde kararname yayınladı. Kamuda çalışan doktorların muayenehane açamayacaklarını ve özel hastanelerde de çalışamayacaklarını hükme bağladı. "Üniversite hastanesindeki doktorlar ise, mesai saatinden sonra muayenehanede çalışırlarsa, üniversitede, sadece eğitim ve araştırma yapabilirler, hasta bakamazlar, ameliyata giremezler" denildi. Böylece, Anayasa Mahkemesi'nin kararına da uyulmuş oldu. Ama hayatın gerçekleriyle çelişen bir düzenleme yapıldı.
Şimdi hastalar, üniversite hastanelerinin kapılarında doktor bekliyor. Çünkü hekimler, muayenehanede hasta kabul etmek ya da özel hastanelerde ameliyat imkânını elden kaçırmamak için, bir bir görevlerinden istifa ediyorlar. Olan halka oluyor. Sağlık Bakanlığı, hekim kaybını süratle giderebilir, üniversite hastanelerinin kapılarında biriken mağduriyeti ortadan kaldırabilirse, eleştiriler son bulacaktır. Şu anda tam bir perişanlık yaşanıyor.