Bu seçimin tartışmasız galibi AK Parti ve Tayyip Erdoğan. Türkiye'de, belki de dünyada ilk defa bir parti, 3. döneminde girdiği seçimlerde, oyunu arttırıyor. Hem öyle bir artış ki, her iki seçmenden biri AK Parti'ye oy veriyor. Buna mukabil, AK Parti'nin Meclis'teki sandalye sayısı 326'da kaldı. Tek başına anayasayı değiştirecek güce ulaşamadı. Bunun sebebi, "diğer" denilen oyların sadece 5 puan olması. 2007'de AK Parti 46.5'le 341 milletvekili çıkarmıştı. Ama "diğer" adı altında toplanan ve parlamentoda temsil edilmeyen % 12'lik bir seçmen kitlesi vardı. Bu defa, onlar % 5'e indi. CHP ile arasındaki mesafeyi muhafaza etmesine rağmen, AK Parti'nin daha az milletvekili çıkarması, Meclis'in temsili niteliğinin artmış olmasından kaynaklanıyor.
Kılıçdaroğlu'na göre CHP başarılı. Tabii ki bu söylem, daha ziyade parti içine verilmiş bir mesaj.
Ama kendi aralarında bir başarıdan söz etmediklerinden eminim.
Mukayeseyi, Deniz Baykal'ın Genel Başkan olarak katıldığı 2009 İl Genel Meclisi seçimlerine göre yapmak gerekiyor. 2009'da CHP, 9 milyon 210 bin oy almıştı. Şimdi 11 milyon 155 bin seçmen CHP'yi tercih etti. (Artış: 1 milyon 945 bin)
Buna mukabil, 2009'da AK Parti 15 milyon 235 bin oy almıştı. Şimdi 21 milyon 411 bin kişi AK Parti dedi. (Artış: 6 milyon 175 bin)
Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu kadar övünmedi...
Unutmayalım ki CHP ana muhalefet partisi. Bir gün iktidar olması beklenen parti. Bu durumda, AK Parti'nin alternatifi haline geldiği söylenebilir mi? Hem 2007 ile karşılaştırıldığında, iki parti arasındaki 25 puanlık mesafe korunmuş, hem AK Parti, 6 milyon ilave oy alırken, CHP sadece 2 milyon "oydaş" kazanmış. (Geçerli oy sayısı 2009'dan günümüze 3 milyon 158 bin arttı.)
Bence CHP'de, özeleştiri yapma zamanı.