Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

CHP'ye kurulan tuzak

Oda TV baskınından sonra ortaya dökülenler, CHP'yi zor durumda bıraktı. Şunu hemen ifade edeyim ki, gelişmelerde Deniz Baykal'ın da, Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bir kabahati yok. Bu vesileyle, Ergenekonvari yapılanmaların ne büyük tehdit olduğunu anlamaları dileğiyle, olayın ipuçlarını birbirine bağlayalım.
İklim Bayraktar, röportaj için Deniz Baykal'dan randevu alıyor; 26 Ocak 2011'de görüşüyor. Daha sonra savcılığa verdiği ifadesinde, odada yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "İçeri girdiğimde, bana röportajı bırakmamı, hayatı hafife almamı, beraber yüzmeye gitmemizi, yemek yiyip sohbet etmemizi, evinde kimsenin olmadığını söyledi. Tacizi anlayınca onu uyardım. Odasını terk etmeye kalktığımda kolumdan tutup, 'Tamam sakin ol; sen çok agresifsin' dedi."
İklim Bayraktar, tacizi kocasına anlatıyor. Kocası, CHP'de bir üst düzey yetkiliye durumu nakletmesi gerektiğini söyleyince, Gürsel Tekin'le konuşuyor. Tekin, anında, Soner Yalçın'ı haberdar ediyor. Soner Yalçın, Bayraktar'ı, CHP Genel Merkezi'nden ayrılmadan, -Tekin'e anlattıklarını bir de kendisinden dinlemek istediğini söyleyerek- telefonla arıyor. İklim Bayraktar, Soner Yalçın'a, Baykal'ın telefon beklediğini, bunun için ev numarasını verdiğini, "Temiz ve rahat konuşabiliriz" dediğini aktararak, "Yani ben şu an onu arayıp kayda bile alabilirim. Bana bu yaptıklarını" diyor. Yalçın, 2 gün sonra Baykal'la Halk TV'nin satışını görüşmek üzere Ankara'ya gidiyor. Aradan neredeyse bir ay geçiyor. Bu sırada 14 Şubat'ta Oda TV baskını gerçekleşiyor. 21 Şubat'ta İklim Bayraktar, Soner Yalçın'ın telkiniyle, Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ediyor ve ondan, Baykal'a karşı bir çalışma yapılması için destek istiyor. Bunu, YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile İklim Bayraktar'ın 21 Şubat tarihli telefon kaydından öğreniyoruz: "Sana büyük balık getirebilirim" dedim. O ise, "Git kendi şartlarında yap getir" cevabını verdi. "En büyük balığı getireceğim yardımcı ol. En azından bunun için. Ufak da olsa alet lazım değil mi? Bir şey lazım onu sağla; tamam de; destek ol, güç ver. Yok olmaz deme..." Anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu destek vermemiş.

***
Olaya doğru teşhisi Deniz Baykal koydu. Aslı Aydıntaşbaş'a (Milliyet), hem kendisine, hem Kemal Kılıçdaroğlu'na komplo düzenlendiğini söylüyor. Kemal Kılıçdaroğlu, bir dinleme aleti verse, suça ortak olacak. Üstelik, birinci hadise de onun üzerine yıkılacak. Baykal'ın avukatı, İklim Hanım'ın, sürekli Deniz Baykal'ı evinden aradığını, kendi evine davet ettiğini iddia ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise, Bayraktar'ın ses kayıt cihazı isterken, Baykal'ın değil, bir AKP'linin tacizinden söz ettiğini belirtiyor. Bir gazeteci kayıt cihazını rahatlıkla bulabilir. Ama amaç, Kılıçdaroğlu'nu suça ortak etmek.
Peki bütün bunlar niçin yapılıyor?
14 Şubat'ta Oda TV'deki baskında ele geçen bir belgede, Halk TV'nin alınması konusunda Deniz Baykal ikna edilemezse, 4 aşamalı bir plan öngörülüyor: "Kılıçdaroğlu'na destek zorunlu. Liderlik çekişmesi yaratılmak istendiği açık. Sav'ın oğlunun ... ilişkileri. CHP'ye zarar verilmemeli. Halk TV olayında Kılıçdaroğlu istekli. Ama Baykal direniyor. Baykal engelini aşmalıyız. İkna için VARAN 2. Gürsel bize yakın; Halk TV için de çabalıyor."
İster istemez insanın aklına, İklim Bayraktar vasıtasıyla Deniz Baykal'a bir tuzak kurma ihtimali geliyor. Tabii bir çelişki var. Madem "CHP'ye zarar verilmemeli" deniliyor ve madem Kılıçdaroğlu Halk TV'nin satışında Soner Yalçın'a destek veriyor, niçin İklim Bayraktar, Kılıçdaroğlu'ndan kayıt cihazı istedi ve onu da bu komplonun içine çekmeye çalıştı?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA