Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Ulusal Medya 2010/Amaç ve Strateji

Basın mensuplarının tutuklanmasının yarattığı rahatsızlık, televizyondaki yoğun tartışmalara da yansıyor. Haber programlarında deniliyor ki: "Gazetecilere yazıları ve kitapları sorulmuş. Bunun Ergenekon'la ne ilgisi olabilir?"
Eksik bilgiler yüzünden kamuoyu bu soruya hak verebilir ama -tutuklanan gazetecileri suçlamadan- bir de gerçeği benden duyun. Daha önceki yıllarda ele geçirilen Ergenekon ve Lobi dokümanında, "Medya" başlığı altında, Ergenekon'un kendi medya kuruluşlarını kurması ve diğer medya kuruluşlarını kontrol altına alması gerektiği belirtiliyordu. Son olarak Oda TV'de yapılan aramada, "ULUSAL MEDYA 2010" isimli bir doküman bulundu. "Amaç" başlığı altında, şöyle deniliyordu: "Ergenekon ve benzeri siyasal komplo/ ihanet davalarının sonucunda tutuklananların serbest kalmaları ve şerefli Türk ordusuna, devrimci aydınlarına, ulusalcı kalemlerine ve siyasetçilerine, başta cemaat ve AKP yandaşları olmak üzere, komplo kuranların cezalandırılmaları için çıkarılacak ihanet-i vataniye kanunu kapsamında yargılanmalarının sağlanması amacıyla, ulusal medya üzerine düşen görevlerin, belirlenmesi gerekmektedir."
Bir başka ifadeyle amaç,
1)Ergenekon davalarının inanılırlığını zedelemek.
2) Şüphelilerin serbest kalmasını sağlamak.
3) Cemaat ve AKP taraftarları da dahil, soruşturmayı yürüten kişilerin vatana ihanet kapsamında yargılanması için kamuoyu oluşturmak.
Aynı belgede, "Strateji" başlığı altında ise şu cümlelere rastlanıyor: "Yürütülmekte olan operasyonların siyasal olduğu, AKP ve cemaatin, cumhuriyet ilke ve devrimlerine karşı rövanşist düşüncelerle giriştiği sivil/faşist bir hareket ve diktatörlüğe uzanan yeşil bir devrim olduğu anlatılmalıdır. Saldırıların bilinçli olarak TSK ve Yüksek Yargı başta olmak üzere, anayasal kurumlara karşı yürütüldüğü işlenmelidir. AKP ve cemaate karşı ulusal medya topyekûn harekete geçirilmeli ve komploları boşa çıkaracak propaganda ve kara propaganda unsurları etkili bir şekilde kullanılmalıdır. Kemalist ideolojiye karşı yürütülen savaşa destek veren medya organlarına, yandaş medya damgası vurulmalıdır. Başlatılan yargı sürecinde, karşı tarafın elde ettiği delillerin boşa çıkarılması ve değersizleştirilmesi adına savunma makamlarının geliştirdiği argümanlar kullanılmalıdır. Tespit edilecek zayıf halkalar ve iddialar gündeme taşınmalı, davanın geneliyle özdeşleştirilmelidir. Güçlü tez ve delillerle karşı karşıya kalındığında, konunun ekseni değiştirilmeli, gri ve kara propaganda unsurları etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Davayı yürüten kurumlara yönelik kamuoyu desteğini kırmak için, yıpratılmaları ve güvenilirliklerinin zedelenmesi gerekir. Haklarında geniş ve detaylı araştırma yapılarak soruşturma açılması sağlanmalı ve üzerlerinde baskı oluşturulmalıdır. Operasyon sürecini yürüten kurumlara mensup olup, tezlerimize ve faaliyetlerimize destek veren kamuoyunun yakından tanıdığı ve güvendiği kişilere Ergenekon ve benzeri davaların tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması için bilgi, belge ve teknik destek sağlanmalıdır."
Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın, bu tertibin bir parçası olmadığını umut ediyorum; hatta olmadığını düşünüyorum. Zaten kendileri, savcıya, "Böyle bir belgeden haberimiz yok" demişler. Ama meselenin ciddiye alınması ve derinlemesine araştırılması da çok önemli. Çünkü "Amaç" ve "Strateji"ye uygun bir tatbikatla karşı karşıya bulunduğumuzu güncel olaylar teyit ediyor.
"Peki neden hep cemaate veya AKP'ye dokunanlar yanıyor?" sorusunun cevabı da, "ULUSAL MEDYA 2010" dokümanında mevcut. Zira Amaç ve Strateji, AKP ve cemaate karşı propaganda ve kara propaganda unsurlarını kullanmak olarak açıklanıyor. Zorluk, hangi basın mensuplarının gerçekten kendi fikirlerini ifade ettiği, hangilerinin örgütün tespit ettiği amaç ve stratejiye hizmet etmekte olduğunu birbirinden ayırt etmek. Ayrıca, gerçekten Ulusal Medya 2010 isimli bir belge var mı? Yoksa virüsle mi Oda TV'ye yerleştirilmiş? Bunu bilemeyiz. Ama hiçbir şey yokmuş gibi de hareket edemeyiz. İddianameyi ve daha sonra da yargı kararını beklemeliyiz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA