Erbakan, inancı itibariyle Beyt-ül mal'e (Devlet Hazinesine), yolsuzluk karıştırılmasına göz yummazdı. Hakkındaki "trilyon" davasının sebebi, şahsi bir suiistimal değildi. Kurduğu partiler kapatıldıkça, malları da Hazine'ye devrediliyordu. Oysa siyasi mücadele için maddi imkân gerekiyordu. Refah Partisi kapatılmadan önce alınan yardım, harcanmış gösterilerek, muhtemelen, yeni bir siyasi hareketi başlatmak için imkân yaratılmıştı. Ama parti kapatan zihniyet eleştirileceğine, daha büyük mağduriyete uğramamak maksadıyla alınan tedbir, suç gibi sunuldu. Anayasa Mahkemesi, Refah'ı kapatmasaydı, "1 trilyon" davası da olmayacaktı.