Önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversitelerdeki Öğrenci Konseylerinin başkanlarıyla görüştü, sonra YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, onlarla bir toplantı düzenledi. Öğrenci Konseylerinin yasal bir temeli var. YÖK'ün yayınladığı yönetmeliğe göre oluşturulan Öğrenci Konseylerinin üyeleri, bütün talebelerin katıldığı bir seçimle belirleniyor. Birinci turda % 60, ikinci turda ise % 50 iştirak aranıyor. İlk iki turda gerekli nisap sağlanamazsa, üçüncü turda katılma şartı ortadan kalkıyor. Demek istediğim, kimi zaman yüzlerce, hatta binlerce kişi seçimde oy kullanıyor. Konsey Başkanı ise, sadece bir yıl için seçiliyor ve ancak iki yıl üst üste görev yapabiliyor.
Öğrenci Konseyi temsilcilerinin, Cumhurbaşkanı ya da YÖK Başkanı'yla konuşmasına kızanlar var. Özellikle Öğrenci Kolektifleri. Onlar, herkese açık bir seçime girmeyip, yahut girip de kaybedip, yumurtayla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Olabilir... Protesto da öğrencinin hakkı. Ama biraz daha çağdaş bir çizgiye keşke gelebilseler. Protestolarındaki pankartlara bakıyorum, "IMF'ye hayır", "Sermaye defol", "Kapitalist sömürüye son", "AKP defol" ve orak-çekiçli amblemin üzerinde "Devrim/ sosyalizm"...
Eylemlerine bakıyorum, Burger King binasını işgal etmişler, Devrimci Karargâh terör örgütüne destek gösterisi yapmışlar, İspanyol Kültür Merkezi'ni işgal etmişler. IMF ve Dünya Bankası toplantısının İstanbul'da gerçekleştiği gün, başka gruplarla da işbirliği yapan bu gençler, yüzlerine maske takarak Taksim ve çevresini savaş alanına çevirmişler; arabalar tahrip edilmiş, dükkânların camları kırılmış.
Öğrenci Konseyi üyelerinin, Kolektiflere yakın durmak istememelerini doğal karşılıyorum. Zira Kollektiflerin ideolojik bir yaklaşımı var. Üzüm yemekten ziyade, sanki bağcıyı dövmek istiyorlar. Herkes kendi yolunda ilerleyebilir ve bence, bir başkası bu yolu beğenmeyip eleştirebilir. Nitekim kamuoyu araştırması, halkın önemli bir çoğunluğunun yumurtalı eylemleri tasvip etmediğini ortaya koydu. Elimde Metropoll Araştırma'nın sonuçları var. Vatandaşa yumurta eylemini sormuşlar, "Sizce yumurta atmak demokratik bir protesto şekli mi?" Evet % 24.3; Hayır % 73.3; Fikrim Yok % 2.5.
Bunun yanı sıra, polisin ve Başbakanın öğrencilere yönelik tavrı da onaylanmıyor. % 70, polisin öğrencilere davranışını onaylamazken, % 61, Başbakan ve hükûmet sözcülerinin öğrenci olaylarına karşı gösterdiği tepkiyi doğru bulmuyor.
Evvelki gün Tayyip Erdoğan, TÜSİ- AD'da, iş dünyasının yöneticileri (CEO'ları) arasında yapılan bir ankete temas etti. O ankette, yöneticilere "Yumurtalı eylemlerin gençlerin ifade özgürlüğünü yansıtıp yansıtmadığı" sorulmuş. % 73, "Hayır yansıtmıyor" cevabını vermiş.
Tabii ki gençlere karşı müsamahalı davranmak lâzım. Ama o gençler de, kendilerini dinletmek ve sorunlarını devleti yönetenlerle paylaşmak istiyorlarsa, marjinal bir çizgiye kaymamaya özen göstermeli.