Referandum öncesinde, "bitaraf olan bertaraf olur" diyen Tayyip Erdoğan, TÜSİAD'a haksızlık yapmış, bu yüzden aralarına soğukluk girmişti. Perşembe günkü buluşma ile buzlar çözüldü. Zaten, iş dünyası, ekonomideki gelişmeler açısından AK Parti'yi hem de sıkı bir şekilde destekliyor.
TÜSİAD CEO anketinde, 2011 beklentileri sorulmuş. İlk üç ay için "daha olumlu" diyen % 25, "aynı" diyen % 75, "olumsuz beklenti" sıfır. 12 ay sonrası için ise, "daha olumlu" % 45, "aynı" % 40, "olumsuz" % 15.
TÜSİAD'ın istikrarlı bir ortamda büyümeyi sağlayan, seçim öncesi dahi bütçe dengelerini korumayı başaran bu siyasi iktidarı, beğenmesi doğal. Ama her şey ekonomi değil. Bu camianın mensupları, her seçimde ortaya çıkan "sahil şeridiyle" aynı endişeleri paylaşıyor. Nitekim Ümit Boyner, "Ülkemizin seçmen haritasına da yansıyan hayat tarzının farklılıklarından kaynaklanan kutuplaşmanın derinleşmesi ihtimali, beni kaygılandırıyor" dedi. Erdoğan da, açık yüreklilikle cevap verdi: "Kendi ailemde, örneğin alkole karşı tavır belirlemiş olabilirim. Ama bu muhafazakâr kimliğimizin yanında biz demokratız. Kişisel yargılarımızı topluma empoze etmeyiz. Bu zulüm ve baskıdır."
İş dünyasının büyük patronları ile Tayyip Erdoğan ve arkadaşları... İki farklı hayat tarzı; iki farklı dünya anlayışı... Bu temaslar, her iki kesime de, birbirine daha fazla güvenmeyi ve birbirinden endişe etmemeyi öğretecektir. Tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse: Tayyip Erdoğan, "kıyı şeridinin" ruh halini anlamaya ve endişeleri gidermeye TÜSİAD ziyaretiyle başladı diyebiliriz.