Kürt konusunda CHP, AK Parti'nin gerisinde kaldığını bir kere daha gösterdi. Büyük ihtimalle parti içi dengeleri muhafaza etme amacıyla, Kılıçdaroğlu, hiçbir somut öneri getirmediği gibi "Kürt" kelimesini dahi ağzına almadı. Sadece 1989'da CHP'nin bir rapor hazırladığını ve bu raporun yenilenmekte olduğunu belirtti.
Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'ye alınması, ardından da Parti Meclisi üyeliğine seçilmesi, belki bölgede bir sempati ve güven oluşturmuştur ama, Kurultay'da, Kürt meselesinin genel cümlelerle geçiştirilmesi, herhalde büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
İşte Kılıçdaroğlu'nun "Güneydoğu meselesi" diye nitelediği sorunun çözümüne ait önerileri: "Toplumsal uzlaşmayla çözeceğiz; özgürlük, barış, ekmek ekseninde çözeceğiz. Lozan senediyle çözeceğiz. CHP'nin bin bir çözümü vardır merak etmeyin. Bu sorunu biz çözeceğiz."
Bu vaadlerden siz bir şey anladınız mı?
Bir de üçüncü yoldan söz etti. Benim aklıma ister istemez şu tekerleme takıldı: "Ne sağcıyız, ne solcu... futbolcuyuz futbolcu."