CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerinde olmak istemezdim. Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'den sonra, İçişleri Bakanı Beşir Atalay da belgelerle kendisine cevap verdi. Kılıçdaroğlu'nun âdeti, bir kısım doğruyu, bir kısım noksan ve yanlışla birleştirerek kafaları karıştırmak. Her sefer bunu yaptı. Sorular sordu, açıkta bıraktı.
Meselâ, Genel Kurul'da, "Kayseri Belediyesi'ndeki çeteyi ele veren Ali Hamurcu nerede?" diyor.
Bir kere Hacı Ali Hamurcu, taksi hattı satışlarında, Kayseri Belediyesi Ulaştırma Koordine Merkezi (UKOME) Müdürü Süleyman Temeltaş'la birlikte, usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle, Özhaseki tarafından savcılığa şikâyet edilen ve yargılanıp, mahkûm olan kişi. Kendiliğinden savcılığa ya da polise gidip belediyedeki çeteyi ihbar etmemiş. Usulsüzlüğü ortaya çıkınca, Süleyman Temeltaş'ın da yönlendirmesiyle, onu bunu suçlamış. Bunu, 24.10.2007'de Kayseri Başsavcı vekili İsmail Dalan'a itiraf ediyor.
Bir soru da benden: Kılıçdaroğlu, 26 sayfalık daha önceki ifadeden söz ederken, itirafların yer aldığı 3 sayfalık bu önemli belgeyi neden görmezden geldi?
24.10.2007'deki ifadesinde Hacı Ali Hamurcu, aynen şöyle diyor: "Süleyman Temeltaş, daha önce açıkladığım senaryoyu bana anlatarak, bu şekilde ifade verip, belediyedeki üst düzey görevlileri suçlayacak olursam, onların beni kurtaracağını söyledi. Hakkımdaki suçlamalardan kurtulmak için ve belediye üst düzey görevlilerinin yardımını sağlamak amacıyla ifadeyi verdim. Önceki ifadelerimin gerçek dışı olduğunu belirtiyorum. Petrol istasyonlarıyla ilgili olarak açıkladığım usulsüzlükler tamamen hayalidir. Süleyman Temeltaş'ın bana yazmış olduğu senaryoyu ifademde tekrarladım. Şikâyetimden vazgeçmem için şahsıma para teklif edildiği iddiası da, Süleyman Temeltaş'ın bana verdiği öğütten ibarettir."
Kılıçdaroğlu "Ali Hamurcu nerede?" diye soruyor. Silivri'de... Ama Silivri hapishanesine gönderilmesinin sebebi, Kayseri Belediyesi'ne ilişkin yolsuzluk iddiaları değil. Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Mason Locası Üstat'larından Asım Akin ve Kaya Paşakay'a suikast teşebbüsünde bulunması.
Kılıçdaroğlu, Genel Kurul'da "Yakup Erikel kim? Merak ediyorsan Bülent Arınç'a sorarsın" diye de, gizemli bir cümle ortaya attı. Halbuki, tartışılan kişi Yakup Erikel değil, onun kardeşi Yusuf Erikel. Hacı Ali Hamurcu, "Suikasta Yusuf Erikel beni azmettirdi" deyince, bu kişinin ofisi aranıyor ve Ergenekon'a ilişkin bazı belgeler bulunuyor. Yusuf Erikel, bu yüzden cezaevinde. Konunun, "Kayseri'deki rüşvet çetesi" ile hiçbir ilişkisi yok.
Kılıçdaroğlu, tam da Kurultay öncesi "çok zayıf bir genel başkan" olduğunu gösterdi. Bütçe müzakereleri, liderlerin er meydanı denilebilecek bir zemin. Sen çık, o toplantıda iftira at! 9 aylık soruşturma sonucunda, Kayseri Cumhuriyet Savcılığı'nın takipsizlik verdiği iddiaları, gündeme taşı! CHP adına üzülüyorum.