Bir şehir efsanesi yaratılıyor: Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları, büyük yolsuzlukları ortaya çıkarmış! Öyle olmadığını gelin örneklerle gösterelim:
Kılıçdaroğlu, Başbakanlık müsteşarı Efkan Ala'yı suçlayıp, Telekom'da Oger'in temsilcisi olduğunu söylemedi mi? Ala'nın Hazine temsilcisi olduğu ortaya çıktı.
Melih Gökçek'e yönelik en kuvvetli iddiası sayaç meselesiydi. "Sayaç alımında yolsuzluk yapıldı; İstanbul Belediyesi'nin 23 Euro'ya aldığı sayaca, Melih Gökçek 168 Euro verdi" diyordu. Oysa Gökçek, sayacı, 168 Euro'ya değil 63 Euro'ya almıştı. İstanbul'un 23 Euro'dan aldığı sayaç, peşin ödeme imkânı veren elektronik sayaç değil, mekanikti. Ankara'nın bazı bölgelerinde de, 18.5 Euro'dan mekanik sayaç alınmıştı.
Kılıçdaroğlu, Dengir Mir Fırat'ın ortağı olduğu Menas'a ait bir TIR'da uyuşturucu yakalandığını iddia etmişti. Halbuki, uyuşturucu yakalanan TIR, Menas'a ait değildi. Menas, senede 1500 TIR'lık ihracat yapıyordu. Uyuşturucu, kiraladığı TIR'lardan birinde ele geçirilmişti.
Kılıçdaroğlu, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bir arama kararının fotokopisini gazetecilere dağıtıp, yargıcın, ucu açık bir karar verdiğini, aranacak kişi ve arama yapılacak evlerin belirtilmediğini ileri sürmüştü. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başsavcısı anında Kılıçdaroğlu'nu yalanladı: "Hâkim, aranılacak şüphelilerin isim ve adreslerini açıkça yazdı. Bu karar, daha önceden, nezaketen Erzincan Merkez Komutanlığı'na faks ile gönderildi. Ama gizliliği korumak ve delil karartmanın önüne geçmek amacıyla isim ve adreslerin üzeri kapatıldı." Nitekim savcılık görevlileri, Erzincan'a vardıklarında, hem Jandarma'ya, hem de Merkez Komutanlığı'na, kararın aslını, yani üzerinde isim ve adres olan belgeyi sundular.