CHP, son Kurultay'da, bir oldubittiyle, tüzük değişikliğini askıya almıştı. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, duruma müdahale etti; Deniz Baykal'ın Genel Başkanlığında yapılan Kurultay'daki karara göre, tüzük değişikliğinin yürürlüğe sokulmasını istedi.
Maalesef partilerin söylemiyle eylemi birbirini tutmuyor. Söylemde, lekesiz bir demokrasiyi savunuyorlar. Ama işin içyüzüne baktığınızda, parti içi demokrasiyle uzaktan yakından ilgileri yok.
Baykal döneminde, tüzükte gerçekleştirilen değişiklik, Genel Sekreterlik ağırlıklı parti yapısından, eşit konumdaki 13 genel başkan yardımcısının görevlendirildiği Başkanlık Divanı sistemine geçilmesini öngörüyordu. Ama Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçildiği Kurultay'da, tüzük değişikliğinin yürürlüğünün durdurulması yönünde bir önerge verildi. Divan Başkanı Kemal Anadol, kimse neler cereyan ettiğini fark etmeden "Önergeyi okuyup işleme koyuyorum" dedi ve şöyle devam etti: "Söz isteyen var mı... Yok... Kabul, ret... Kabul." Böylece, tüzüğün yürürlüğü durdurulmuş oldu. Oysa tüzük, bir partinin anayasası gibi. Partinin yapısını ilgilendiriyor. Yürürlüğe girmesi beklenen tüzük, Genel Sekreter'in etkisini azaltıyordu. Ama kaşla göz arasında oylanınca ve uygulama ertelenince, Önder Sav, istediğini elde etmiş oldu. Fakat Pirus zaferi, Başsavcı'dan döndü. Şimdi Parti Meclisi'nin, 13 genel başkan yardımcısı ve bir Genel Sekreter seçmesi gerekiyor. Aynı zamanda, il ve ilçelerde de benzer bir yapı olacak. Yerel örgütlerde de, konularına göre, 13 başkan yardımcılığı oluşacak.
CHP, güçlü Genel Sekreterlikten vazgeçiyor. Acaba, Önder Sav, bu durumda, parti içinde etkisini kaybeder mi? Bence Kılıçdaroğlu, içinden seviniyordur. Herhalde, son Kurultay'da, Genel Sekreter'in egemenliğinin devam etmesini isteyen o değildi. Sav'ın dediği olmuştu. CHP'de 15 gün içinde gerçekleşecek değişiklik sonucunda, Sav, Genel Sekreter kalsa dahi, yetkileri büyük ölçüde sınırlanıyor. Acaba, ortaya çıkacak yeni durum, CHP'nin tavrında bir dönüşüm ve değişim yaratacak mı? Sav'ın ipoteğinden kurtulan Kılıçdaroğlu, özgürlükleri daha mı kolay savunacak?