KCK yargılanmasında bazı iddiaları duydukça şaşırıyorum. İddianamede, üyeler, bakın nelerle suçlanıyor.
Hasankeyf'i sular altında bırakacak Ilısu Barajı yapılmasın diye yurtdışındaki kredi kuruluşlarıyla temas kurup, projenin finansmanını engellemeye çalışmak.
29 Ekim törenine katılmama konusunda karar almak.
Ahmet Türk'ün belirli bir istikamette konuşmasını etkileyecek şekilde baskı yapmak.
Mahalli seçimlerde aday tespit etmek.
Eğer bütün bunlar, "Talimat Öcalan'dan geliyor" diye suç sayılacaksa, BDP'ye de hayat hakkı tanınamaz. Peki, Aysel Tuğluk'un İmralı'ya gidip, Öcalan'a "Aman devreden çıkma" diye ricada bulunmasını nasıl izah edeceğiz?
Teröre çözüm arayan Türkiye'de parametreler değişti; tabular yıkıldı. Siyasi kanalların kapatılmamasına özen göstermeliyiz. Oysa KCK davası, bunun tam tersi bir işlev görmekte.