Deniz Baykal, 2009 mahalli seçimlerinde, -İl Genel Meclisi esas alındığında-, CHP'nin oyunu % 23'e kadar çıkarmayı başarmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu geldikten sonra yapılan anketler, CHP'yi % 28-30 bandında gösteriyordu. AK Parti'ye muhalif olanlar, Kılıçdaroğlu'nun performansından memnundu. Şimdi de, % 42'nin içinde CHP'nin önemli bir payı olduğunu vurguluyorlar ve MHP'nin kaybından söz ediyorlar. Ama Baykal, partiyi bıraktığında, kamuoyu araştırmalarında CHP'nin oy oranının % 28 ilâ % 30 civarında olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de, Baykalcılar, Kılıçdaroğlu'nu başarısız buluyor. Demek genel seçimlerde, Kılıçdaroğlu, oyunu 2009'a göre arttırsa dahi, Baykalcı kesim bunu yeterli görmeyecek. Onlar çıtayı, Nisan 2010'da, Tarhan Erdem'in Konda şirketinin gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasına göre koymuş.
Sahil kesiminde, yani CHP'nin güçlü olduğu bölgede "hayır"lar da güçlü çıktı. Buna rağmen, CHP yönetiminin, kendi dışındaki oyları ikna etmeyi başaramadığı da ortada. Bu durum, iktidar şansını azaltıyor. Şimdi üstüne bir de "Kurultay" tartışması binerse, seçmenin parti içi çekişmeyi halletmemiş bir kadroya ülkeyi teslim etmeyeceği gün gibi aşikâr.
Ufak bir hatırlatma: Ecevit, niçin Demokratik Sol Parti'yi kurdu ve CHP'de siyaset yapmak istemedi? Bu partinin iç çekişmelerinden ve hiziplerinden bıkmıştı da onun için. Şimdi aynı hastalık nüksediyor. Partiyi iktidara taşıyamayan eski genel başkan, ilk fırsatta yenisinin ayağını kaydırmaya çalışıyor görüntüsü var.